Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Together

  Together (2025): Bireysellik, Doğa ve Mitolojik Birleşme Michael Shanks’in Together filmi, ilk bakışta bir body horror gibi görünse de aslında çok katmanlı bir alegori sunuyor. Alison Brie ve Dave Franco’nun başrollerini paylaştığı film, bireysellikten vazgeçerek “biz” olmanın hem cazibesini hem de korkusunu görünür kılıyor. Ayrıca kırsalda geçen sahneler ve antik ritüelleri andıran atmosfer, filmi modern ilişkinin ötesine taşıyor. Bireysellikten Biz’e: Kaçınılmaz Dönüşüm Film, Millie ve Tim’in hikâyesini üç aşamalı bir dönüşümle anlatıyor: Bireysellik (Sen ve Ben) – Çift kendi kimliklerini korumaya çalışır. Çözülüş (Ben’in ölümü) – Mağarada içtikleri suyla bedenler erimeye başlar. Birleşme (Biz) – Finalde doğan Tillie , yeni ve üst bir kimliği temsil eder. Bu süreç, ilişkilerin doğasında var olan bireysellikten erimeye giden sürecin korku diliyle görselleştirilmesi dir. Şehir ve Doğa: Mekânın Alegorisi Filmin birleşme sürecinin şehirde değil, kırsald...

Hayat

                                                   Şehirlerin Anlamı  Zeki Demirkubuz’un yeni filmi “Hayat” , ilk bakışta onun alametifarikası olan Masumiyet ’i hatırlatıyor. Kadın-erkek ilişkileri, kaderin zorlayıcı yönü, toplumsal baskılar ve bireyin çaresizliği yine merkezde. Bu kez hikâyenin odağında bir kadın karakter var: Hicran . Onun hikâyesi, farklı şehirler arasında süren bir savrulma olarak karşımıza çıkıyor. Hicran’ın Şehirler Arası Yolculuğu Film, Hicran’ın bir şehirden diğerine sürüklenişini, aslında onun duygusal ve toplumsal yolculuğu olarak sunuyor. Boyabat (başlangıç) → Zorla evlendirilmeye çalışıldığı yer. Toplumsal baskı ve otorite burada çok güçlü. İstanbul → Kaçışın ve özgürlüğe dair umutların adresi. Ama karmaşa, yabancılık ve hayal kırıklığıyla yüzleştiği şehir. Boyabat (dönüş) → Umutların söndüğü, çaresizliğin ye...

Sinners

  Kültürel Hegemonya:  Sinners                                           ·          Sinners*, ikiz kardeşler Elijah ve Elias’ın hikâyesini anlatıyor. Tanıdık bir zeminde yeni bir başlangıç yapmak isteyen ikili, Chicago ’nun yeraltı dünyasındaki eski hayatlarını geride bırakıp memleketleri Clarksdale, Mississippi ’ye dönerek bir bar açarlar. Bu süreçte, merkezinde Sammie ’nin olduğu, blues müziği ve vampir efsaneleri ile dolu bir hikâye ortaya çıkar. Ryan Coogler ’ın 2025 yapımı Sinners , yalnızca türler arası bir postmodern oyun değil; aynı zamanda tarihsel-politik bir eleştiri aracı. Southern Gothic atmosferi, vampir mitosu , blues’un büyüsü ve dönemsel dramayı harmanlayan film, hem tür sinemasına göz kırpıyor hem de derin bir toplumsal okuma alanı açıyor. Blues ve Kimlik Filmin kalbinde Sammie var. Eski bir blues şa...

The Shrouds

  Giriş David Cronenberg’i izlemek hiçbir zaman kolay olmadı. Sineması rahatsız edici olduğu kadar büyüleyici; bedeni ve teknolojiyi sürekli sınırlarına kadar zorlayan bir düşünce alanı. The Fly ’dan Crash ’e, Videodrome ’dan Crimes of the Future ’a kadar hep aynı soruların peşindeydi: Beden nerede başlar, nerede biter? Teknolojiyle temasımız bizi özgürleştirir mi, yoksa daha da bağımlı hale mi getirir? 2024 yapımı The Shrouds da bu çizgiyi sürdürüyor, ama bu kez odağında yas, mülkiyet ve ölümün bile kapitalizmden kaçamayacağı gerçeği var. The Shrouds : Ölüm, Beden ve Kapitalizmin Tahakkümü David Cronenberg’in The Shrouds ’u, yüzeyde bir yas hikâyesi gibi başlasa da kısa sürede aşk, mülkiyet, teknoloji fetişizmi ve kapitalizmin ölüm sonrası bile süren tahakkümü üzerine keskin bir eleştiriye dönüşüyor. Yönetmenin beden–teknoloji ilişkisine dair imzası burada tüm gücüyle hissediliyor; ancak bu kez mesele sadece bedenin dönüşümü değil, aynı zamanda onun kime ait olduğu. Filmin m...

On Falling

  Dijital Yalnızlık, Göçmenlik ve Gig Ekonomisi  Giriş Laura Carreira ’nın yönettiği On Falling (2024), günümüz kapitalizminin üç temel yarasına odaklanan bir yapım olarak dikkat çekiyor: göçmenlik , gig ekonomisi ve dijital yalnızlık . Film, Aurora isimli göçmen bir kadının yaşamı üzerinden yalnızlığın bireysel bir içsel sancı değil, sistem tarafından üretilen sosyolojik bir sonuç olduğunu inceliyor. Ken Loach ve Dardenne Kardeşler Etkisi Film estetik ve anlatı dili açısından Ken Loach ve Dardenne kardeşlerin sineması arasında bir yerde konumlanıyor. Ken Loach etkisi: Ortak mutfakta kurulan küçük sohbetler ve dayanışma anları, Loach’un filmlerinden bildiğimiz insani sıcaklığı hatırlatıyor. Dardenne etkisi : Buna karşın film genelinde keskin, soğuk ve umut kırıntısı bırakmayan bir atmosfer hâkim. Özellikle final sahnesine kadar süren acımasızlık, Dardenne’lerin Avrupa’nın merkezinde sefalet ve yabancılaşmayla yüzleşen karakterlerini akla getiriyor. Varoluşsa...