Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

FİLMLERDEN UNUTULMAZ 10 TEKLİF;

                                         10- Don't Look Now, “Hiçbir şey göründüğü gibi değil.” Laura ve John Baxter çifti bir süre önce İngiltere’de ki evlerinde küçük kızlarını kaybetmiştir. Bu ölüm çifti çok sarsmıştır. Bir restoratör olan John Venedik psikoposu’nun özel davet teklifini kabul ederek Venedik’e gelirler ve John klişe restorasyonuna başlar. Filme ev sahipliği yapan Venedik şehri bilinen turistik ve renkli görüntüsünden oldukça uzak tenha ve tekinsiz olarak resmedilir. Yine sinema tarihinin en ateşli ve en farklı sevişme sahnesine vesile olan filmimizde geçen teklif listemizde onuncu sırada yer alıyor. 9- Blowup “-sen paris'e gideceksin sanıyordum? + ben zaten paris'teyim!” Thomas Londra’da yaşayan ünlü bir fotoğrafçıdır. Bir gün parkta rastladığı bir çiftin fotoğrafını çeker. Bu durumu fark eden kadın koşarak yanına gelir ve negatifleri almaya çalışır fakat Thomas reddeder. Daha sonra Thomas’ın stüdyosunu bulan kadın fotoğrafları almak için para hatta k

Evil Dead

Yeniden çevrimlerin en başarısızları genellikle korku türünden çıkıyor. Teksas katliamından 13. Cumaya, The Fog’dan Halloween’e, Romero’nun apolitize edilmiş re-make zombi uyarlamalarına kadar birçok klasik, kötü yeniden çevrimlerle hortlat ıldı. Bu yeniden çevrimler bırakın uyarlandığı film kadar iyi olmayı kendi içinde bile oldukça sorunlu örneklerle çıktı karşımıza. Evil Dead’in yeniden çevriliyor olması da böyle bir halet-i ruhiye ile filmi beklememize neden olmuştu. Beklenilenin üstünde fragmanı bile bu beklentilerimizi artırmaya pek yetmemişti. Yönetmen koltuğunda henüz ilk uzun metraj filmini çekecek bir yönetmenin oturması ise artmayan beklentilerimizin azalmasına bile yol açmıştı. Taki gün gelip film vizyona girene ve izleyene kadar. Uyuşturucu bağımlılığı nedeniyle zor günler geçiren Mia abisi David ve sevgilisi Natalie, arkadaşları Olivia ve Eric’ten yardım ister. Hafta sonunu ormandaki bir kulübede geçiren grup kilerde buldukları kitabın yol açacağı dehşet ve ölüme sürüklen

The Place Beyond the Pines

2010 tarihli Blue Valentine ile farklı bir aşk hikâyesi kotaran Derek Cianfrance sinemaseverler tarafından hatırı sayılır bir takdir kazanmıştı. Yeni filmi The Place Beyond the Pines ile Ryan Gosling ile tekrar çalışan Cianfrance, Blue Vale ntine’de ki başarısını tekrar ediyor. Hırsızlık yaparak çocuğu ve sevgilisine bir hayat sunmaya çalışan Luke ve O’nu öldüren polis memuru Avery’nin hikâyesine ayrı ayrı odaklanan yapım, üçüncü bir katman açarak bu bölümde ise bu ikilinin çocuklarının hikâyesine odaklanıyor.  Üç Epizot: The Place Beyond the Pines üç parçadan oluşan bir film. İlk bölümde Ryan Gosling’i yine alışık olduğumuz (soğukkanlı-romantik-serseri) bir rolle görüyoruz. Bir çocuğunun olduğunu öğrenmesiyle birlikte banka soymaya başlayan Luke kendi sonunu hazırlayan trajik sona doğru ilerliyor. Bu son ile birlikte filmin ikinci hikâyesi diyebileceğimiz Luke’u vuran polis memuru Avery’nin hikâyesi başlamış oluyor. Luke’un ölümüyle birlikte hayatında farklı bir dönem açıla

Stoker

Hollywood’un yeniden çevrim furyasını kendi kişisel tarihindeki yapımların yanında başka ülke filmlerinin yeniden çekimi ile de besliyor. Bunun yanında başka ülke yönetmenlerini zaman zaman konuk ederek bu yönetmenlerin karakteristik özelliklerini Hollywood kodlarıyla kırdırarak ne yeniden çevrim sınıfına koyabileceğimiz ne de özgün bir yapım diyebileceğimiz ilginç bir tür ortaya çıkarıyor. Bu kan  nakli zaman zaman uyum gösterirken, bazı yönetmenlerde ise oldukça kötü sonuçlar doğurabiliyor. Güney Kore sinemasının usta intikam öykücüsü Park Chan-wook’un Amerika’ya ziyareti ise yönetmenin sinemasının karakteristik özelliklerinin yansıdığı Stoker’i doğuruyor ve bu kan nakli tam anlamıyla uyumlu gözüküyor. Filmin adının “Bram Stoker” ‘ ın soyadından gelmesi tesadüf olmasa gerek, çünkü filmin neredeyse tamamı bir vampir hikâyesi gibi işleniyor. Fakat bu işleme fantastik bir hikâye yerine gündelik hayata yedirilmiş, hatta bir büyüme hikâyesinin içerisine… Filmin konusuna gelince; Babas