Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Inception

Sinemayla yakindan ilgili bir gruba son yillarin en onemli yonetmenlerini siralamalarini istesek, cogu kisinin listesinde "Christopher Nolan" ust siralari zorlar. Yonetmenin kisa filmi Dodlebug'dan baslayan ve surekli ivmelenerek artan performansi, Inception ile birlikte Nirvanaya ulasmis diyebiliriz. Sinemasinin mihenk taslarini olusturan hafiza, zihin, bilincalti, kimlik gibi temalarin yanina muthis bir gorsellik katarak olusturdugu Inception son yillarda yapilmis en onemli yapimlardan birtanesi. Yonetmenin katmanlardan olusan "sinema dili" Inception ile vucut bulmus(Kendi sinemasinin bir alegorisi). Nolan filmlerinden asina oldugumuz yonetmenin bir labirente atarak, oynadigi izleyicisinin labirentten her ciktigini sandiginda sadece yonetmenin bir sonraki katmanina gecis yaptigi ve her bir katmanda islerin daha da karistigi gercegini Cobb karakterine uyguladigimizda (Yonetmenin kendisine benzeyen, Leonardo Di Caprio'yu secmis olmasida bir t

Persepolis

İran menşeli Marjane Satrapi'nin kendi yaşamından izler taşıyan çizgi romanın uyarlaması film, Fransız dokunuşuyla özgürlük, varoluş, devrim, kimlik gibi olgulardan geçerek, Olivier Bernet'in L'Epopee D'Anouche ve jenerikten akan çicekleriyle yüreğinizde garip bir burukluk bırakıyor...

Masculin Feminin

"Kill a man and you're a murderer (tek bir adam öldür, katil ol) kill thousands and you're a conqueror (binlercesini öldür fatih ol) kill them all and you're a god" (hepsini öldür,tanrı ol)

Revolutionary Road

American Beauty gibi bir klasikle "Amerikan Ruyasi" uzerine yaptigi saptamalarla dikkatlerimizi cekmisti Sam Mendes. Yonetmen, yine Amerikan Ruyasindan beslenen, fakat Amerikan Beauty kadar saglam olmayan yeni filmiyle bir roman uyarlamasina imza atmis. Filmin en onemli ozellligi, oyuncu kadrosunda en son "Titanic" 'de birlikte gorebilme firsati buldugumuz Kate Winslet ve Leonarda Di Caprio'yu birada bulundurmasi. Sam Mendes yine konformizme yenik dusurdugu karakterlerinin acmazlarini ustaca bir dille ortaya koymus. Filmin agir ilerleyen havasi iki oyuncununda ustun performanslariyla biranda oldukca gerilimli bir hale geliyor. Her sosyal toplulukta bireyin onune gecen "sistem" veya "kurum" evlilik formulasyonunda da gecerliligini koruyor. Evlilik kurumunun omru, Wheeler'larin hayallerini ve kurumun her bireyini yabanci bir formata donusturuyor...

The Girl Who Played with Fire

Cadi, bircok din ve mitolojide dogaustu gucleri olduguna inanilan kadindir. Bazi kaynaklara gore ise, cadilik 15. ve 17. yuzyillar arasindaki zor yasam kosullari altinda yasayabilmek icin bazi kadinlarin yaptiklari zoraki bir meslektir. Ejderha Dovmeli kizin sempatik karakteri "Lisbeth Salender" 'e bu tanimlari uyguladigimizda, zor yasam kosullari icerisinde donustugu sey ortacagdaki hemcinsleriyle benzer ozellikteki siber bir suikastci oluyor. Tabi O'nun bu yetenegi bir onceki filmde ideoloji tarafindan (tacizine ugradigi danismaninida buraya dahil etmeliyiz.), bu filmde ise gecmisindeki gucler(babasi) tarafindan lanetleniyor. Lisbeth'in ustune oynanan oyunlar, bu filmle birlikte bir cadi avini baslatiyor... Bu filmde Lisbet Salender uzerindeki sir perdesinin aralandigini rahatlikla soyleyebiliriz. Fakat; ilk filmin gerilimi ve temposu yuksek havasi ise bu filmde vasati asamiyor.