Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Star Wars - The Last Jedi

Star Wars - The Last Jedi ana hikaye (ilk iki üçleme) açısından düşündüğümüzde sorunları devam eden bir film. Bitmiş bir seriyi daha düşük kalibreli bi' hikayeyle sürdürmeye çalışması seriyi fazlasıyla yavan kılıyor. Yeni üçleme açısından olaya bakar isek; The Force Awakens'in dağınık görüntüsü yeni filmle toparlanmış gibi gözüküyor. Bunda yönetmen Rian Johnson'un etkisi büyük. Looper gibi karakter sahibi bir bilim kurgu ile aklımızda yer eden Johnson daha filmin başında Kylo Ren'in maskesini parçalayarak Kylo Ren'i Darth Vader gölgesinden, filmi ise orjinal serinin gölgesinden bir nebze olsun kurtararak kendi karakterlerini geliştirme yoluna gidiyor. Filme kattığı en büyük artı orjinal serinin keskin iyi kötü ayrımının The Last Jedi ile iç içe geçmiş ve flu bir görüntüde olması.  Rian Johnson beklentileri bu denli karşılamışken Star Wars: Episode IX'un tekrar J.J Abrams'a teslim edilecek olması ise fazlasıyla üzücü...
En son yayınlar

Blade Runner - 2049

Blade Runner 2049 orjinal filmin cyberpunk atmosferini post apokaliptik bir setle geliştirerek insanoğlunun yine tanrı, kimlik ve hafıza gibi sorularının peşinden koşturmuş. Denis Villeneuve temalarıyla ten uyumu yakalayan Blade Runner 2049 aynı zamanda monoton bulduğum Villeneuve'ün sinema diline ise dinamizm kazandırmış.

RAW

Raw insanoğlunun karnivor beslenme ve tüketme alışkanlığının abartılı bir temsili... Dinamik kurgusu ve başarılı yönetimiyle bu yılın en iyi korku ve en iyi film listelerinde rahatlıkla yerini bulacaktır.

The Handmaid's Tale

Distopyalar hayal ürünü gibi gözüksede aslında yaşadığımız dünyanın, baskıcı rejimlerin abartılı birer alegorisidir. Bu anlamda The Handmaid’s Tale Trump’un ABD başkanı olarak seçildiği döneme denk gelmiş olması dizinin etki gücünü hayli artırıyor. The Handmaid’s Tale’de tüm distopyalarda olduğu gibi “dil” üzerine kurulu.Tecavüz düzeni olan Gilead Cumhuriyetinde doğurgan kadınlar evli komutanların evlerine zorla damızlık olarak veriliyor ve isimlerini kullanmaları yasaklanıyor. Hepsinin adı “Of” la başlıyor. Yani verilen eve ait olan. Bu tecavüz düzeninde tecavüzün adıda “seremoni” adını alıyor.   Tabiki kendi sınıfsal farklılıklarınıda yaratan bu sistem farklı toplumsal kesimlerin bu yeni düzenle neler kazandığını neleri kaybettiğini kıyas yapabileceğimiz flashbacklerle gözler önüne seriyor.  

Train To Busan

Sınıfsal farklılıkların en derinden hissedildiği alanlardır uçak ve tren seyahatleri. Train to Busan bu farklılıkların merkezinde geçen bir zombi filmi. Animasyon estetiği ve karikatürüze karakterlerinin satır aralarına yerleştirdiği bu sınıf eleştirisinin ucunu kaynağı olan kapitalizmede değdirmeyi ihmal etmiyor. Yönetmen Yeon Sang-Ho sınıfsal farklılık, eril dil ve kapitalizmin günahkarlarını cezalandırırken feminist diyebileceğimiz bir tonlada finalini yapıyor.

Chocolat

Erkan: Yemek filmlerini, seçtiğimiz film için uygun bulduğumuz konseptteki bir mekânda konuşmaya devam ediyoruz. Sıradaki filmimiz Lasse Hallström imzalı 2000 yapımı Chocolat… Chocolat filmi için Samet ile konuştuk. Kendinden biraz bahsedebilir misin? Samet: Bir senesi mutfak, iki buçuk yılı satış olmak üzere lüks bir çikolata kafe zincirinde toplam üç buçuk yıl kadar çalıştım. Geçtiğimiz mayıs ayında çikolata üzerine uzmanlaşmak için istifa ettim. Önümüzdeki dönemde çikolata eğitimleri alacağım. Şimdilerde sipariş üzerine çikolata yapıyorum ve çevremdeki küçük ölçekli kafelerin çikolata menülerine yiyecek - içecek konusunda danışmanlık veriyorum. Erkan:  Filme geçmeden önce biraz mekândan bahsetmekte fayda var sanırım. Maia Chocolates 2015 yılında kurulmuş, el yapımı çikolatalar üreten, Çengelköy ve Koşuyolu olmak üzere iki şubesi bulunan bir yer.  Filmdeki çikolatacıyla aynı ismi taşıyor. Çikolata konusunda bol çeşit sunuyorlar ve tasarım, sunum konusunda oldukça zarif bir

Dunkirk

Christopher Nolan kuşkusuz atlamalı kurgunun en iyi yönetmeni. Buna Dunkirk ile neredeyse dramatik yapıyı tamamen kaldırmayı ekliyor ve çoğu savaş filminin düştüğü kahramanlık hikayesi tuzağına düşmüyor. Böylece hem izleyici filmle bir bağ kuramayarak yabancılaşıyor ve 2 saat boyunca savaş cehennemini sinema salonunda yaşıyor. Bu yeteneklerini Nolan aynı zamanda filmin gerilimini ayarlama konusunda da gösteriyor. Henüz filmin başında gerilimin dozunu öyle bir noktaya çekiyor ki bitmesini beklediğiniz noktalarda bir "tık" daha ileriye götürüyor...  Dunkirk gerçek bir başyapıt. Christopher Nolan ise günümüz sinemasının en önemli yönetmeni.