Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Nefes

Nefes'i henüz izleyebilmiş değilim. Fakat; trailerini ilk izlediğim anla birlikte bana bazı filmleri çağrıştırdı otomatik olarak; Mesela Coppola'nın Apocalypse Now'unu hatırlattı ki çekiminin üzerinden 30 yıl geçmiş. Kubrick'in Full Metal Jacket'ini hatırlattı ki çekiminin üzerinden 22 ve Oliver Stone'un Platoon'unu hatırlattı ki çekiminin üzerinden 23 yıl geçmiş; Ortalama olarak 20 yıl önce Vietnam savaşı ve sonuçları üzerine Amerikalılar olumlu ya da olumsuz fikir geliştirebilmişler. Bizde ise 2009 senesinde, savaşcı bir millet olmamıza rağmen ilk defa savaş ve sonuçları üzerine ciddi bir film çekilmiş, bunun nedeni bazı şeyleri yeni yeni tartışabilmemizden mi?(yeni yeni demokratikleşmeye çalışmamızdan) yoksa sinemamızın ekonomik anlamda yeni yeni bu tarz bütçeleri kaldırabilecek olmasından mıdır, bilinmez...

Surrogates

“Suretleri”, teknolojinin insan üzerinde sosyal olarak bıraktığı deformasyonun bir alegorisi olarak okuyabileceğimiz gibi, filmdeki “ The Prophet” karakterinin Marx ile benzerliğini hesaba katarsak ise filmi kapitalizmin insanlık üzerindeki deformasyonun bir alegorisi olarak okuma penceresi açabiliriz. Filmde açtığımız bu okuma pencerelerini kapatmamız durumunda ise Bruce Willis’in hala aksiyon filmleri için vazgeçilmez bir star olduğu gerçeğiyle yüzleşebiliriz…

Uzak İhtimal

Filmi izlerken yine imkansız bir aşkın öyküsü olan, Wong Kar Wai'nin "In The Mood For Love"'ını hatırlamamak imkansız. Tabi dokunamayan, konuşamayan bir aşkı anlatmakta hem yönetmen hem de oyuncular için ayrı bir zorluk; bu zorluğu aşmanın yolu; yani konuşamayan, dokunamayan(imkansız) bir aşkın anlatımı da bir yönetmen için güçlü mizansenler kurmaktan geçiyor. Fakat; bir ilk film olarak "Mahmut Fazil Coskun" ilginç bir fikirle, farklı bir filme imza atarken, zayıf mizansenleri ile ise büyük bir aşk filmine imza atamamış...