Ana içeriğe atla

Iron Sky


Paul Verhoven'in ulus devlet kavramının içini boşaltarak faşizm eleştirisine soyunduğu Starship Troopers'in inceden de mizahi bir dili mevcutttu. Daha önceleri "Star Trek" fan filmleri çeken bir ekibin elinden çıkma "Iron Sky" ise Starship Troopers'in o mizahi dilinin yanında günümüz dünyasında faşizmin gizli ve iki yüzlü yüzünü açığa çıkarmaya çalışıyor. Seçim kampanyası dahilinde aya astronot yollayan Amerikan başkanı ve yeni seçimlerin adayı, burada hoş olmayan bir sürprizle karşılaşır. II. dünya savaşı sonrasında aya kaçarak gizli bir üst kuran Naziler burada gelişmeye devam etmişlerdir. Geliştirdikleri uzay gemileriyle dünyaya saldırmaya hazırlanan Nazilerin ihtiyacı olan şey ise daha güçlü bilgisayarlardır. Bu bilgisayarları edinmek için dünyaya dönüş yapan ekiple birlikte olaylar gelişir. Film absürd bir komedi gibi gözükse de oldukça sert bir siyasi dili mevcut. Birleşmiş milletlerin Amerika'nın nasıl kuklası olduğundan tutunda, sivillerin üzerine bomba yağdırabilecek kadar gözü dönmüş Amerika'nın Nazilerden ne kadar farklı olduğunu-olmadığını kafanızda canlandırmanızı sağlayacak kadar sert soruları da eksik etmiyor. Nazi ekibinin saldırı öncesi bilgisayar toplamak için geldiği Dünya'da seçim reklam kampanyası için reklamcıların eline düştüğü ve pazarlandıkları sahneler bana göre filmin zirve anlarından bir tanesi. Reklamcıların elinde neredeyse mağdur duruma düşen Nazilerin, kapitalizm karşısındaki çözülmeleri; kapitalizm'in de günümüz dünyası için ne denli büyük bir tehlike arz ettiğini haykırıyor.

Iron sky belki basit oyunculukları, kör topal yönetimi ve kaba mizahıyla gözden kaçırılacak bir film fakat; oldukça düşük bütçeyle; (sponsor ve fan yardımlarıyla kotarılmış) büyük bütçeli filmlere karşı alternatif bir üretim kanalı açan ve sert siyasi kodlarıyla oldukça ciddi mesajlar barındıran bir yapım...


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Chocolat

Erkan: Yemek filmlerini, seçtiğimiz film için uygun bulduğumuz konseptteki bir mekânda konuşmaya devam ediyoruz. Sıradaki filmimiz Lasse Hallström imzalı 2000 yapımı Chocolat… Chocolat filmi için Samet ile konuştuk. Kendinden biraz bahsedebilir misin? Samet: Bir senesi mutfak, iki buçuk yılı satış olmak üzere lüks bir çikolata kafe zincirinde toplam üç buçuk yıl kadar çalıştım. Geçtiğimiz mayıs ayında çikolata üzerine uzmanlaşmak için istifa ettim. Önümüzdeki dönemde çikolata eğitimleri alacağım. Şimdilerde sipariş üzerine çikolata yapıyorum ve çevremdeki küçük ölçekli kafelerin çikolata menülerine yiyecek - içecek konusunda danışmanlık veriyorum. Erkan:  Filme geçmeden önce biraz mekândan bahsetmekte fayda var sanırım. Maia Chocolates 2015 yılında kurulmuş, el yapımı çikolatalar üreten, Çengelköy ve Koşuyolu olmak üzere iki şubesi bulunan bir yer.  Filmdeki çikolatacıyla aynı ismi taşıyor. Çikolata konusunda bol çeşit sunuyorlar ve tasarım, sunum konusunda oldukça z...

Sus-mak

Mimikler tükenmiş... Kelimeler, harflere ihtiyaç duyan kelimeler ... "ünlüler" düşürmüş yüzlerini, ünsüzlere ses vermek istemez artık, "ünsüzler" kimlik bunalımında... Eller dikmiş önce göz kapaklarından gözleri; sonra birbirine bağlamış gögüste kendini sımsıkı, bir daha açılmamak üzere... Herkes bana aynı şeyi soruyor bu sıralar, ağız birliği etmişçesine... - Neden konuşmuyorsun? Ben ise; su bile içmiyorum artık, kapatıyorum ağzımı. Kurumaktan dolayı yapışıyor, mühürlüyorum dudakları. Birbirinin üzerine uzanmış iki sevgili gibi... Ve içime doğru haykırıyorum... - Susmamak için...

Star Wars - The Last Jedi

Star Wars - The Last Jedi ana hikaye (ilk iki üçleme) açısından düşündüğümüzde sorunları devam eden bir film. Bitmiş bir seriyi daha düşük kalibreli bi' hikayeyle sürdürmeye çalışması seriyi fazlasıyla yavan kılıyor. Yeni üçleme açısından olaya bakar isek; The Force Awakens'in dağınık görüntüsü yeni filmle toparlanmış gibi gözüküyor. Bunda yönetmen Rian Johnson'un etkisi büyük. Looper gibi karakter sahibi bir bilim kurgu ile aklımızda yer eden Johnson daha filmin başında Kylo Ren'in maskesini parçalayarak Kylo Ren'i Darth Vader gölgesinden, filmi ise orjinal serinin gölgesinden bir nebze olsun kurtararak kendi karakterlerini geliştirme yoluna gidiyor. Filme kattığı en büyük artı orjinal serinin keskin iyi kötü ayrımının The Last Jedi ile iç içe geçmiş ve flu bir görüntüde olması.  Rian Johnson beklentileri bu denli karşılamışken Star Wars: Episode IX'un tekrar J.J Abrams'a teslim edilecek olması ise fazlasıyla üzücü...