Ana içeriğe atla

Fetih 1453


İçerisinde bulunduğumuz siyasi durumu göz önünde bulundurunca böylesine "milliyetçi-muhafazakar" yapımların arka arkaya gelmesi kaçınılmaz tabiki. fakat türün iyi örneklerini kopyalamak yerine william wyler'in ben-hur'u, stanley kubrick'in spartacus'u, ridley scott'un gladiator'u, kingdom of heaven'i, peter jackson'un lord of the rings'i ve ismini sayamayacağım bi' çok epik film iyi etüt edilseydi gerçekten "istanbul'un fetih'ine" yakışan bir film izlerdik. bu haliyle cüneyt arkın'ın yine milliyetçi muhafazakar, kafatasçı; karamurat ve türevleri serilerinin iyi efektlerle modernize edilmiş hallerine benziyor . Filme yapılan eleştirileri üstlenen ve içerlenen bazı kişi,gruplar var. Yapılan eleştirilerle hiç kimseye muhafazakar yaftası yapıştırmak gibi bi' durum söz konusu değil, filmin "dili" ırkçı ve muhafazakardır, yapılan eleştiride doğal olarak "film'e" getirilmiştir. Herhangi bir şahsın ya da zümrenin bu eleştiriye içerlenmesi ya da üstüne alınması Türk sinemasının eleştiri anlamında gelişim sürecine de büyük zarar verecektir. Sinemanın belli doğruları vardır ve Fetih bu doğruların hiçbirini yerine getirememektedir. Sinemanın en basit kuralı olan "dramatik yapı" bile doğru düzgün kurulamamıştır. Filmin bütçesinden sürekli dem vuruluyor ama Çin yapımı "Hero","House of Flying Dagger" gibi filmlerde oldukça şık görselliği bulunan fakat bütçesi Fetih 1453 civarinda olan filmler ve sinemanın doğrularını da yerine getiren filmlerdir. Demek istediğim film bütçesinin filmi eleştirmemiz için bir engel olmadığı hatta iyi film çekmek için büyük bütçenin de bir zorunluluk olmadığıdır. Sinema yıllarca propaganda aracı olarak ustaca kullanılmıştır. Çoğu kez izlediğimiz Hollywood filmlerinin içerisinde de sübliminal mesajlar gizldir. Ben Fetih'in zamanında Roma'lıların başa çıkılmaz kitleleri kontrol etmek için ziyafetlerle ve gladyatör oyunlarıyla yaptıklarının aynısını yaptığını düşünüyorum. Filme yaptığımız eleştirileri içerleyerek kendi üzerine alan ve eleştiri alanımızı daraltan kitleleri gördükçe de hedefine ulaştığını görüyorum...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

In Bruges

Giriş Martin McDonagh ’ın 2008 yapımı In Bruges filmi, kara mizah ve suç temalarını derinlemesine işleyen, görsel ve tematik olarak son derece zengin bir yapıt olarak öne çıkar. Film, iki tetikçi olan Ray ( Colin Farrell ) ve Ken’in ( Brendan Gleeson ) Londra’daki başarısız bir görev sonrasında patronları Harry ( Ralph Fiennes ) tarafından Belçika ’nın tarihi ve sakin şehri Brugge ’a gönderilmesiyle başlar. Görevleri, ortalık sakinleşene kadar şehirde turist gibi dolaşmak ve beladan uzak durmaktır. Ancak şehirde geçirdikleri süre, kişisel hesaplaşmalar ve içsel çatışmalarla dolu bir deneyime dönüşür. Trailer Ray, geçmişteki hatalarının vicdan azabıyla boğuşurken, Ken daha çok şehrin tarihi ve mimari güzelliklerine odaklanır. Brugge’un huzurlu atmosferi, karakterlerin içsel dünyalarıyla tezat oluşturur. Patronları Harry’den gelen beklenmedik bir telefonla olaylar dramatik ve duygusal bir yöne evrilir. Film, kara mizah yönüyle de dikkat çeker; özellikle Ken, Ray ve Harry kara...

Chocolat

Erkan: Yemek filmlerini, seçtiğimiz film için uygun bulduğumuz konseptteki bir mekânda konuşmaya devam ediyoruz. Sıradaki filmimiz Lasse Hallström imzalı 2000 yapımı Chocolat… Chocolat filmi için Samet ile konuştuk. Kendinden biraz bahsedebilir misin? Samet: Bir senesi mutfak, iki buçuk yılı satış olmak üzere lüks bir çikolata kafe zincirinde toplam üç buçuk yıl kadar çalıştım. Geçtiğimiz mayıs ayında çikolata üzerine uzmanlaşmak için istifa ettim. Önümüzdeki dönemde çikolata eğitimleri alacağım. Şimdilerde sipariş üzerine çikolata yapıyorum ve çevremdeki küçük ölçekli kafelerin çikolata menülerine yiyecek - içecek konusunda danışmanlık veriyorum. Erkan:  Filme geçmeden önce biraz mekândan bahsetmekte fayda var sanırım. Maia Chocolates 2015 yılında kurulmuş, el yapımı çikolatalar üreten, Çengelköy ve Koşuyolu olmak üzere iki şubesi bulunan bir yer.  Filmdeki çikolatacıyla aynı ismi taşıyor. Çikolata konusunda bol çeşit sunuyorlar ve tasarım, sunum konusunda oldukça z...

Sinners

  Kültürel Hegemonya:  Sinners                                           ·          Sinners*, ikiz kardeşler Elijah ve Elias’ın hikâyesini anlatıyor. Tanıdık bir zeminde yeni bir başlangıç yapmak isteyen ikili, Chicago ’nun yeraltı dünyasındaki eski hayatlarını geride bırakıp memleketleri Clarksdale, Mississippi ’ye dönerek bir bar açarlar. Bu süreçte, merkezinde Sammie ’nin olduğu, blues müziği ve vampir efsaneleri ile dolu bir hikâye ortaya çıkar. Ryan Coogler ’ın 2025 yapımı Sinners , yalnızca türler arası bir postmodern oyun değil; aynı zamanda tarihsel-politik bir eleştiri aracı. Southern Gothic atmosferi, vampir mitosu , blues’un büyüsü ve dönemsel dramayı harmanlayan film, hem tür sinemasına göz kırpıyor hem de derin bir toplumsal okuma alanı açıyor. Blues ve Kimlik Filmin kalbinde Sammie var. Eski bir blues şa...