Ana içeriğe atla

Be Kind Rewind

Sinemanın yeni haşarı çocuğu Michael Gondry'nin kendi ülkesinde çektiği "Science des rêves, La "'in ardından Hollywood'da "Be Kind Rewind"'a imza atmış. İlk iki filmi oldukça deneysel gözüken Gondry bu filmiyle birazcık geleneksel anlatıya dönmüş fakat, bu tabiki kendi dokunuşuyla...80'ler döneminin unutulmazları video kasetlerin dijital teknoloji ve yapımcı şirketlerin aç gözlülüğüne yenilmesinin ardından, ard arda çıkarılan dvd box setlerle, farklı yönetmen - yapımcı baskılarıyla şirketlerin filmleri (herhangi bir 1920 yapımı filmi bile) tüketim manyaklığı haline getirmesine... telif hakkı kisvesiyle gişede kazanılan milyon dolarlar yetmezmiş gibi gözlerini bu uğurda kan bürümesine... sinemanın kolektif bir icat olduğunu ve seyircininde burada büyük bir paya sahip olduğuna... ve bunları unutan şirketlere... en güzel cevabı "Be Kind Rewind" filminde video kaset kültüründen gelen sinefiller veriyor. Yapımcı şirketlere karşı bir devrim gerçekleştiren sinefiller hem gerçek bir amatör ruhla "Robocop", "Ghostbusters", "Lion King", "2001 a Space Odyssey" gibi filmleri yeniden çekerek Hollywood'un "Remake" takıntısıyla hem dalga geçiyorlar, hem de bu çekimler yüzünden telif hakkı davaları açan şirketlere karşı tamamen kendi yapımları bir filmle bölgesel olarak karşı duruyorlar. Bu söylenenlerin bir Hollywood filmi içinde gözükmesi de işin ironik yanı sanırım...

Bunu Seven Şunu da Sevebilir : Science des rêves, La (2006)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

In Bruges

Giriş Martin McDonagh ’ın 2008 yapımı In Bruges filmi, kara mizah ve suç temalarını derinlemesine işleyen, görsel ve tematik olarak son derece zengin bir yapıt olarak öne çıkar. Film, iki tetikçi olan Ray ( Colin Farrell ) ve Ken’in ( Brendan Gleeson ) Londra’daki başarısız bir görev sonrasında patronları Harry ( Ralph Fiennes ) tarafından Belçika ’nın tarihi ve sakin şehri Brugge ’a gönderilmesiyle başlar. Görevleri, ortalık sakinleşene kadar şehirde turist gibi dolaşmak ve beladan uzak durmaktır. Ancak şehirde geçirdikleri süre, kişisel hesaplaşmalar ve içsel çatışmalarla dolu bir deneyime dönüşür. Trailer Ray, geçmişteki hatalarının vicdan azabıyla boğuşurken, Ken daha çok şehrin tarihi ve mimari güzelliklerine odaklanır. Brugge’un huzurlu atmosferi, karakterlerin içsel dünyalarıyla tezat oluşturur. Patronları Harry’den gelen beklenmedik bir telefonla olaylar dramatik ve duygusal bir yöne evrilir. Film, kara mizah yönüyle de dikkat çeker; özellikle Ken, Ray ve Harry kara...

Sinners

  Kültürel Hegemonya:  Sinners                                           ·          Sinners*, ikiz kardeşler Elijah ve Elias’ın hikâyesini anlatıyor. Tanıdık bir zeminde yeni bir başlangıç yapmak isteyen ikili, Chicago ’nun yeraltı dünyasındaki eski hayatlarını geride bırakıp memleketleri Clarksdale, Mississippi ’ye dönerek bir bar açarlar. Bu süreçte, merkezinde Sammie ’nin olduğu, blues müziği ve vampir efsaneleri ile dolu bir hikâye ortaya çıkar. Ryan Coogler ’ın 2025 yapımı Sinners , yalnızca türler arası bir postmodern oyun değil; aynı zamanda tarihsel-politik bir eleştiri aracı. Southern Gothic atmosferi, vampir mitosu , blues’un büyüsü ve dönemsel dramayı harmanlayan film, hem tür sinemasına göz kırpıyor hem de derin bir toplumsal okuma alanı açıyor. Blues ve Kimlik Filmin kalbinde Sammie var. Eski bir blues şa...

Le Otto Montagne - The Eight Mountains - 2022

The Eight Mountains: Doğanın Mabedi, Babalığın Ağıdı Giriş: Filmin Konusu The Eight Mountains , iki çocukluk arkadaşı Pietro ve Bruno’nun hikâyesini anlatıyor. Pietro şehirde büyüyen, modern yaşamın içinde kaybolmuş bir gençtir; Bruno ise dağlarla çevrili bir köyde, doğayla bütünleşmiş bir hayat sürmektedir. Film, onların yıllar süren dostluğunu, babalarıyla olan karmaşık ilişkilerini ve doğayla kurdukları bağı izler. Zamanla bu dostluk, eksik baba figürleri ve doğayla mücadele üzerinden modern insanın varoluşsal sınavına dönüşür. Doğa: Nostalji mi, Mücadele mi? Film, doğayı iki farklı biçimde konumlandırır. Pietro için doğa bir nostalji alanıdır : şehirde yaşayan, içsel boşluğunu doldurmaya çalışan modern bireyin özlem mekânı. Dağ, onun için geçmişin saf anılarına açılan bir kapıdır. Bruno içinse doğa bir mücadele alanıdır . O, doğanın içinde yaşar, onun kurallarına göre hayatta kalır. Pietro doğayı izler; Bruno yaşar. Bu fark, modern insanın doğayla kurduğu mesa...