Korku sineması adına son dönemde sevindirici bir dönemden geçiyoruz. Çok iyi olmanın ötesinde başyapıt mertebesinde her yıl bir film mutlaka izliyoruz. Severin Fiala, Veronika Franz imzalı Ich seh ich seh, David Robert Mitchell imzalı It Follows ve Jennifer Kent imzalı The Babadook bir çırpıda aklıma gelen filmler oldu. Son olarak bu halkaya büyük bir sürpriz yaparak Robert Eggers imzalı The Witch eklendi.
17 yüzyıl İngiltere’sinde William ve Katherine çifti beş çocuklarıyla birlikte bir plantasyonda yaşamaktadır. William’ın kilisenin bulunduğu yerde vaaz vermesiyle topluluğa ters düşen aile dışlanır ve ıssız bir ormanın içerisinde yaşamaya başlar. Yeni doğan çocukları Sam’in ortadan kaybolması ailenin etrafında esrarengiz olayların başlamasına neden olur.
Cadı, birçok dinde ve mitolojide kötü amaçlarla kullanılan doğa üstü güçleri olduğuna inanılan kişidir. Popüler kültürde bu uğursuz imajının yanında süpürge, kazan ve asalarla da ilişkilendirildi.
Bazı kaynaklara göre ise cadılık 15. ve 17. yüzyıllar arasındaki zor yasam koşulları altında yaşayabilmek için bazı kadınların yaptıkları zoraki bir meslekti. Öncelikli olarak cadılığın oluşmasına neden olan bu zoraki şartlar filmde neler ona bakalım;
Bölgesel Şartlar: Aile huzur içinde yaşarken William’ın kendi başına vaaz vermesi kilise tarafından hoş karşılanmayarak plantasyondan dışlanmalarına neden oluyor. Aile ormanın içine tekinsiz ve verimsiz bir toprağa göç etmek zorunda kalıyor.
Ekonomik Şartlar: Ekonominin tarıma dayalı olduğu bölgelerde hava durumundaki bir değişim veya küf, mantar gibi hastalıklar kolayca bir yıllık ekini yok edebiliyor. Ekin, hayvan ve çocuk kayıpları, deprem ve kötü hava gibi felaketlerin nedeni Tanrı'nın gazabına dayandırılmakta. Ekinlerin yok olması aile için kıtlığın habercisi olma niteliğinde.
Sosyal Şartlar: Hakim bir ataerkil inanç gözlemlemek mümkün. Kadının erkeğe itaat etmesi gerekliliğine güçlü bir şekilde inanılıyor. Bir kadının, bir erkeğe nispeten yaradılışından kaynaklanan nedenlerle, şeytanın hizmetinde çalışması olası görülüyor, aynı zamanda da doğuştan şehvetli oldukları düşünülüyor. Ergenliğe adım atmış ailenin büyük kızı Thomasin yemek pişirme, dikiş dikme, çamaşır yıkama, çocuk bakma eğitimlerini alarak ailelerine ve kocalarına hizmetçi olmaları için hazırlanıyor.
Filmdeki olayların çoğu büyük oranda ailenin ergenliğe adım atmış büyük kızı Thomasin üzerinden şekilleniyor. Sam’in kaybolması Thomasin’in onunla ilgilendiği sırada gerçekleşiyor. Anne’nin evin sorumluluklarını yıktığı Thomasin aynı zamanda Baba Williams’ın işlediği suçların (Anne’nin gümüş kupasını çalmak) rahatlıkla üstüne yıktığı bir alan oluyor. Evin büyük oğlu Caleb’in Thomasin’e karşı şehvetli bakışlarının sebebi de yine Thomasin oluyor ve O’nu baştan çıkarmaya çalışan yaftası üzerine yapışıyor.
İlk yaptığım tanıma dönecek olursak; 15. ve 17. yüzyıllar arasındaki zor yasam koşulları altında üstüne yıkılan günahlar, sorumluluklar ve suçlamaların altında ezilen Thomasin’in yapabileceği tek şey kalıyor.
“Cadılık”
Yorumlar