Ana içeriğe atla

Before Midnight



Richard Linklater denilince ilk akla gelecek olan şey “Geveze” olsa gerek. Bir sinema filmi için hadikap diyebileceğimiz bu durum yönetmenin elinde her zaman bir avantaja dönüşüyor. Ustaca serpiştirilen bu diyaloglar karakterlerin dudaklarından dökülürken filmleri su gibi akıp gidiyor.

1995 yılında Celine ve Jesse’nin trende rastlaşıp gün boyu Viyana sokaklarını parsellediklerinde 2013 yılına kadar sürecek bir maceraya doğru yelken açacaklarını hiç düşünmemiştik. Tesadüfi bir aşkın filizlerinin atıldığı ilk film seyircinin rahatlıkla etkisi altına girebileceği kodlarla örülüydü.

İlk filmin o büyülü atmosferinin devam edip etmeyeceğine dair soru işaretleriyle 2007 yılında ikiliyle bu sefer Paris’te karşılaşmıştık. Karakterler ilk filmin o ergen görüntüsünden sıyrılmış daha oturaklı, kariyerli ve yine bildiğimiz gevezelikleriyle Paris sokaklarını parsellemişlerdi. Yıllara yayılmış bu hikâye üçüncü filme geldiğinde yine gevezeliğini koruyan fakat ilk iki filmin “aşk” büyüsünü bozarak birbirini tavlamanın heyecanından uzak iki karakterin diyalogları üzerine yaslanıyor. 

Üçüncü filmle birlikte Viyana ve Paris’ten sonra Yunan adasına konuk oluyoruz. İlk iki filmin sevgili olacaklar-olmayacaklar, kavuşup-kavuşamayacaklar sorularından arınmış bir hikâyeyle karşı karşıya kalıyoruz. İkili artık kemikleşmiş bir ilişkinin içerisindeler. Birbirini tavlama heyecanının tükendiği, kırkların başında çoluk çocuğa karışmışlar. 

Heyecanını yitirmiş bir ilişkinin anatomisi diyebileceğimiz film için doğal olarak izleyicide ilk iki filmin heyecanını içerisinde taşımıyor. Hatta böylesi bir proje için riskli bile diyebiliriz. Rüya gibi bir aşk öyküsünü yapı-bozuma uğratmak, oldukça geveze karakterler kullanmak ve bu tüm dediklerimi neredeyse toplamda 7-8 uzun planlarla gerçekleştirmek ve üstüne bu filmi izleyicisine kabul ettirmek gibi bir risk barındırıyor.

Fakat senaryosunu oyuncularıyla birlikte kaleme alan Linklater kadın-erkek ilişkilerine, gündelik hayata dair o kadar güzel gevezelik yapıyorlar ki bir buçuk saat boyunca film su gibi akıyor. Özellikle farklı kuşakları bir araya getiren sofra sahnesi unutulmayacak türden.

Before Midnight modern zamanlarda geçen bir aşkın evrelerine gerçek bir zaman diliminde (bu dilimde oyuncular fiziksel olarak yaşlanıyor.) bakarken yönetmenin sinemasındaki farklılıkları görme açısından da oldukça ilginç bir seyirlik oluyor. Filmi yapım yıllarına göre eş zamanlı izleyen seyirci içinde farklı bir tecrübe vaat ediyor. Ne de olsa Jesse ve Celine’in ilişkisinde gündoğumuna ve günbatımına tanıklık ettiğimiz gibi bu “18” yıllık serüvende kendi yaşam yolculuğumuza dair de düşüncelere dalıyoruz.

Güneşin doğuşu ve batışı gibi....
Herhangi bir şey, çok kısa süren.
Bizim hayatımız gibi.
Bir gürünüyoruz, bir kayboluyoruz.
Ve bazıları için çok önemliyiz.
Ama sadece, geçip gidiyoruz...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

In Bruges

Giriş Martin McDonagh ’ın 2008 yapımı In Bruges filmi, kara mizah ve suç temalarını derinlemesine işleyen, görsel ve tematik olarak son derece zengin bir yapıt olarak öne çıkar. Film, iki tetikçi olan Ray ( Colin Farrell ) ve Ken’in ( Brendan Gleeson ) Londra’daki başarısız bir görev sonrasında patronları Harry ( Ralph Fiennes ) tarafından Belçika ’nın tarihi ve sakin şehri Brugge ’a gönderilmesiyle başlar. Görevleri, ortalık sakinleşene kadar şehirde turist gibi dolaşmak ve beladan uzak durmaktır. Ancak şehirde geçirdikleri süre, kişisel hesaplaşmalar ve içsel çatışmalarla dolu bir deneyime dönüşür. Trailer Ray, geçmişteki hatalarının vicdan azabıyla boğuşurken, Ken daha çok şehrin tarihi ve mimari güzelliklerine odaklanır. Brugge’un huzurlu atmosferi, karakterlerin içsel dünyalarıyla tezat oluşturur. Patronları Harry’den gelen beklenmedik bir telefonla olaylar dramatik ve duygusal bir yöne evrilir. Film, kara mizah yönüyle de dikkat çeker; özellikle Ken, Ray ve Harry kara...

Chocolat

Erkan: Yemek filmlerini, seçtiğimiz film için uygun bulduğumuz konseptteki bir mekânda konuşmaya devam ediyoruz. Sıradaki filmimiz Lasse Hallström imzalı 2000 yapımı Chocolat… Chocolat filmi için Samet ile konuştuk. Kendinden biraz bahsedebilir misin? Samet: Bir senesi mutfak, iki buçuk yılı satış olmak üzere lüks bir çikolata kafe zincirinde toplam üç buçuk yıl kadar çalıştım. Geçtiğimiz mayıs ayında çikolata üzerine uzmanlaşmak için istifa ettim. Önümüzdeki dönemde çikolata eğitimleri alacağım. Şimdilerde sipariş üzerine çikolata yapıyorum ve çevremdeki küçük ölçekli kafelerin çikolata menülerine yiyecek - içecek konusunda danışmanlık veriyorum. Erkan:  Filme geçmeden önce biraz mekândan bahsetmekte fayda var sanırım. Maia Chocolates 2015 yılında kurulmuş, el yapımı çikolatalar üreten, Çengelköy ve Koşuyolu olmak üzere iki şubesi bulunan bir yer.  Filmdeki çikolatacıyla aynı ismi taşıyor. Çikolata konusunda bol çeşit sunuyorlar ve tasarım, sunum konusunda oldukça z...

Sinners

  Kültürel Hegemonya:  Sinners                                           ·          Sinners*, ikiz kardeşler Elijah ve Elias’ın hikâyesini anlatıyor. Tanıdık bir zeminde yeni bir başlangıç yapmak isteyen ikili, Chicago ’nun yeraltı dünyasındaki eski hayatlarını geride bırakıp memleketleri Clarksdale, Mississippi ’ye dönerek bir bar açarlar. Bu süreçte, merkezinde Sammie ’nin olduğu, blues müziği ve vampir efsaneleri ile dolu bir hikâye ortaya çıkar. Ryan Coogler ’ın 2025 yapımı Sinners , yalnızca türler arası bir postmodern oyun değil; aynı zamanda tarihsel-politik bir eleştiri aracı. Southern Gothic atmosferi, vampir mitosu , blues’un büyüsü ve dönemsel dramayı harmanlayan film, hem tür sinemasına göz kırpıyor hem de derin bir toplumsal okuma alanı açıyor. Blues ve Kimlik Filmin kalbinde Sammie var. Eski bir blues şa...