Nicolas Winding Refn ve Ryan Gosling'in Drive ile kurdukları başarılı birliktelik otomatik olarak izleyci de "Only God Forgives" ile tekrarlanacağına dair bir umut oluşturdu. Geçen yılın en iyi işlerinden bir tanesi olarak niteleyecebileceğimiz "Drive" ile biçimsel olarak belli benzerlikler taşısa da Only God Forgives Drive'in devamı sayılabilecek ne hikayeye sahip, ne de o denli kaliteye. Aralarında kurulabilecek tek organik bağ Ryan Gosling olabilir fakat Drive'in melankolik, agresif ve romantik karakterinin yerine Only God Forgives'de daha pasifize, daha silik bir karakteri canlandırıyor.
Bangkok'ta bir boks klübünü işleten Julian ve abisi Billy burayı gerçekte uyuşturucu ticaretinde paravan olarak kullanmaktadır. Billy'nin öldürülmesiyle birlikte işlerin başındaki anne Crystal Amerika'dan Tayland'a gelir. Billy'nin öldürülmesini belirli bir adalet anlayışıyla karşılayan Julian'a göre anne Crystal olayları daha doğal karşılar ve intikam ister. Bir trajedi için yeterli olabilecek anne-oğul çatışmasının temelleri de atılmış olur. Fakat filmin temel sorunları bu noktada başlamış oluyor. Refn hikaye odaklı olabilecek ve iyi bir hikaye çıkabilecek senaryosunu buruşturup atarak sadece görsel olarak filmini inşa etmeye başlıyor. Filmin hikayesine ve karakter çatışmalarına gerektiği kadar odaklanmıyor. Drive'da olduğu gibi cüretkar ve geniş renk skalası kullanımı hikayenin hatta filmin bile önüne geçiyor.
Only God Forgives, Brain De Palma özellikle Scarface'e ve Michael Mann'ın suç dünyası filmlerine oldukça yakın bir çizgide, hatta görsel olarak inşa ettiği dünya belirli paralellikler taşıyor. Fakat, Refn ne De Palma'nın ne de Michael Mann'in hikaye anlatıcılığının yanına bile yaklaşamıyor.
Geniş renk skalası ve oluşturduğu deneysel sinema diliyle belki Only God Forgives yıllar sonra kült bir başyapıt mertebesine erişecek fakat şuan için Drive sonrasında Refn'in filmografisin de düşük kalibrede bir film olarak yazılacak gibi duruyor.
Yorumlar