Yeniden çekim furyasında en haksız uyarlama belki de Star Trek üzerine yapılan uyarlamadır. Yedi televizyon serisi bulunan bu efsanede değişik karakterler aynı evrende farklı maceraların peşinden koştular.
Star Trek’ in yeniden uyarlanacak olması bu evrende daha önce pek görülmemiş bir şeye vesile olmuş oldu. Kendi evreni içerisinde karakter ve macera yaratma konusunda pek sıkıntı duymayan bu yapım, 2009 yapımı film ile orijinal serinin karakterlerini kullanacaktı. 2013 yapımı “Star Trek Into Darkness” ise 2009 yapımlı uyarlamanın devam filmi olarak serinin hayranlarıyla tekrar buluşuyor.
2009 yapımı yeniden çevrim Kaptan Kirk ve mürettebatının paralel bir evrende yeni bir serüvenini yaratmaya çalışıyordu. Star Trek Into Darkness konusuna gelince;
Dünya’ya çağırılan Kirk ve mürettebatı güçlü bir terör örgütünün federasyona saldırmasıyla birlikte yeni bir maceraya yelken açarlar.
Yapım, teknik anlamda ilk filmin başarısını 3D ile birleştirerek bu başarıyı tekrar ediyor. Uzayda, dünyada, farklı gezegenlerde geçen planlar ile oldukça görkemli bir görsel evren sunuyor. Hızlı kurgusu, bitmek bilmeyen temposu ve ilk filmde de izlerine rastladığımız lens parlamaları bu yeni uyarlama serinin karakteristik özellikleri olacağa benziyor.
Açılıştaki gezegen ile Avatar, şehir planlarıyla cyber-punk, araç modelleriyle steam-punk-vari tasarımlar içeren yapım, günümüz bilimkurgu-fantezi ürünleri çeşitliliğini başarılı şekilde harmanlıyor.
Filmin Star Trek evrenine Spock üzerinden katmaya çalıştığı duygusallık ise seri üzerinde anlamsız bir görüntü oluşturuyor. Mantıklı olmak, duygu sahibi olmamak her ne kadar yarı insanda olsa bu Spock’ın ırkının bir özelliği karakterinin değil. Bunu Kirk üzerinden anlamsız ve yer yer zorlama bir duygusallığa taşımak ise bırakın orijinal seriyi bu seri üzerinde bile eğreti duruyor.
Star Trek yeniden çevrim iyi bir yeniden çevrim, Star Trek evreninde fazlasıyla alışık olmadığımız fakat günümüz aksiyon sineması kodlarına daha hâkim bir uyarlama. Bu yüzden, keşke orijinal serinin karakterlerine dokunmak yerine(Burası aslında paralel bir evren açıklaması ne yazık ki yeterli olmuyor.) diğer Star Trek serilerinin yaptığı gibi kendi karakterlerini yaratsaydı. Ne de olsa bu uçsuz bucaksız evren bir çok kahramanı ve bir çok macerayı içerisinde barındırabilecek büyüklükte …
Star Trek’ in yeniden uyarlanacak olması bu evrende daha önce pek görülmemiş bir şeye vesile olmuş oldu. Kendi evreni içerisinde karakter ve macera yaratma konusunda pek sıkıntı duymayan bu yapım, 2009 yapımı film ile orijinal serinin karakterlerini kullanacaktı. 2013 yapımı “Star Trek Into Darkness” ise 2009 yapımlı uyarlamanın devam filmi olarak serinin hayranlarıyla tekrar buluşuyor.
2009 yapımı yeniden çevrim Kaptan Kirk ve mürettebatının paralel bir evrende yeni bir serüvenini yaratmaya çalışıyordu. Star Trek Into Darkness konusuna gelince;
Dünya’ya çağırılan Kirk ve mürettebatı güçlü bir terör örgütünün federasyona saldırmasıyla birlikte yeni bir maceraya yelken açarlar.
Yapım, teknik anlamda ilk filmin başarısını 3D ile birleştirerek bu başarıyı tekrar ediyor. Uzayda, dünyada, farklı gezegenlerde geçen planlar ile oldukça görkemli bir görsel evren sunuyor. Hızlı kurgusu, bitmek bilmeyen temposu ve ilk filmde de izlerine rastladığımız lens parlamaları bu yeni uyarlama serinin karakteristik özellikleri olacağa benziyor.
Açılıştaki gezegen ile Avatar, şehir planlarıyla cyber-punk, araç modelleriyle steam-punk-vari tasarımlar içeren yapım, günümüz bilimkurgu-fantezi ürünleri çeşitliliğini başarılı şekilde harmanlıyor.
Filmin Star Trek evrenine Spock üzerinden katmaya çalıştığı duygusallık ise seri üzerinde anlamsız bir görüntü oluşturuyor. Mantıklı olmak, duygu sahibi olmamak her ne kadar yarı insanda olsa bu Spock’ın ırkının bir özelliği karakterinin değil. Bunu Kirk üzerinden anlamsız ve yer yer zorlama bir duygusallığa taşımak ise bırakın orijinal seriyi bu seri üzerinde bile eğreti duruyor.
Star Trek yeniden çevrim iyi bir yeniden çevrim, Star Trek evreninde fazlasıyla alışık olmadığımız fakat günümüz aksiyon sineması kodlarına daha hâkim bir uyarlama. Bu yüzden, keşke orijinal serinin karakterlerine dokunmak yerine(Burası aslında paralel bir evren açıklaması ne yazık ki yeterli olmuyor.) diğer Star Trek serilerinin yaptığı gibi kendi karakterlerini yaratsaydı. Ne de olsa bu uçsuz bucaksız evren bir çok kahramanı ve bir çok macerayı içerisinde barındırabilecek büyüklükte …
Yorumlar