Ana içeriğe atla

Battleship



Uzaylı istilası sinemanın keşfedilişiyle birlikte en çok kullanılan türlerden bir tanesidir sanırım. Soğuk savaş döneminde SSCB tehdidinin bir tezahürü olarak Amerikan milliyetçi filmlerin de önemli bir yer buluyordu. Şuan tabiki SSCB artık
 yok; fakat bu sinemasal gelenek hala devam etmekte.Sinema severler için büyük bir şans olarak iyi yönetmenlerin elinde ustaca politik alegorilere dönüşen yapımlarda izlemedik değil. Son olarak District 9 ile Neill Blomkamp bizlere uzaylıları dünyalıların elinde acınacak hale getiren bir hale sokarak türde bildiğimiz çoğu klişeyi ters-yüz etmişti. District 9'dan sonra Amerikan yapımı arka arkaya bi'çok istilia filmi izledik. Cowboys and aliens, Battle Los Angeles, ve TV dizisi Falling Skies kabaca District 9'in oluşturduğu başarılı konsepte öykünen vasat yapımlar olarak ortaya çıktılar. Battleship'te yine bu yapımlardan bir tanesi. Hopper kardeşlerden büyük olan donanma da oldukça iyi bir kariyere sahiptir. Küçük Hopper ise daha serseri bir görüntü çizmektedir. Abisinin yanında donanmaya gelen Alex büyük çapta bir deniz tatbikatında görev alır. Uzaylıların saldırısıyla birlikte film yönetmen Peter Berg'den beklenecek şekilde diğer filmlerinde yaptığı gibi gayet milliyetçi bir tonla hikayesini anlatma yolunu seçmiş. Filmdeki aşırı milliyetçi hava uluslararası bir tatbikat ile yumuşatılmaya çalışılsa da aslında bu havanın hacmini artırıyor. Keza japon askerler II. Dünya savaşı sırasında saldırdıkları Pearl Harbor'un bulunduğu Hawaii adalarına getiriliyor,tatbikat burada gerçekleşiyor. Ve II. dünya savaşı sonunda imza attıkları ateşkes anlaşmasının yapıldığı gemi'de yine film de kullanılıyor. Film efekt olarak iyi, uzaylıların tasarımından gemi savaşlarına kadar tatminkar sonuçlar verebiliyor. Fakat yer yer kopuk anlatımı ve aşırı milliyetçi söylemi ve klişe yığını diyalogları filmi vasat bir noktada tutmaya yetiyor.

Konu uzaylı istilası olunca politik bir metin düşünmemek neredeyse imkansız. O yüzden filmde uzaylı istlilasına karşı Amerika'nın diğer halkları kışkırttığı ve kendi yerine taşeron kullanarak savaşları gerçekleştirdiği bir metin yazılsaydı; Amerika'nın yeni dış politikalarından esinlenmiş etkili bir politik alegori izlemiş olurduk.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

In Bruges

Giriş Martin McDonagh ’ın 2008 yapımı In Bruges filmi, kara mizah ve suç temalarını derinlemesine işleyen, görsel ve tematik olarak son derece zengin bir yapıt olarak öne çıkar. Film, iki tetikçi olan Ray ( Colin Farrell ) ve Ken’in ( Brendan Gleeson ) Londra’daki başarısız bir görev sonrasında patronları Harry ( Ralph Fiennes ) tarafından Belçika ’nın tarihi ve sakin şehri Brugge ’a gönderilmesiyle başlar. Görevleri, ortalık sakinleşene kadar şehirde turist gibi dolaşmak ve beladan uzak durmaktır. Ancak şehirde geçirdikleri süre, kişisel hesaplaşmalar ve içsel çatışmalarla dolu bir deneyime dönüşür. Trailer Ray, geçmişteki hatalarının vicdan azabıyla boğuşurken, Ken daha çok şehrin tarihi ve mimari güzelliklerine odaklanır. Brugge’un huzurlu atmosferi, karakterlerin içsel dünyalarıyla tezat oluşturur. Patronları Harry’den gelen beklenmedik bir telefonla olaylar dramatik ve duygusal bir yöne evrilir. Film, kara mizah yönüyle de dikkat çeker; özellikle Ken, Ray ve Harry kara...

Chocolat

Erkan: Yemek filmlerini, seçtiğimiz film için uygun bulduğumuz konseptteki bir mekânda konuşmaya devam ediyoruz. Sıradaki filmimiz Lasse Hallström imzalı 2000 yapımı Chocolat… Chocolat filmi için Samet ile konuştuk. Kendinden biraz bahsedebilir misin? Samet: Bir senesi mutfak, iki buçuk yılı satış olmak üzere lüks bir çikolata kafe zincirinde toplam üç buçuk yıl kadar çalıştım. Geçtiğimiz mayıs ayında çikolata üzerine uzmanlaşmak için istifa ettim. Önümüzdeki dönemde çikolata eğitimleri alacağım. Şimdilerde sipariş üzerine çikolata yapıyorum ve çevremdeki küçük ölçekli kafelerin çikolata menülerine yiyecek - içecek konusunda danışmanlık veriyorum. Erkan:  Filme geçmeden önce biraz mekândan bahsetmekte fayda var sanırım. Maia Chocolates 2015 yılında kurulmuş, el yapımı çikolatalar üreten, Çengelköy ve Koşuyolu olmak üzere iki şubesi bulunan bir yer.  Filmdeki çikolatacıyla aynı ismi taşıyor. Çikolata konusunda bol çeşit sunuyorlar ve tasarım, sunum konusunda oldukça z...

Sinners

  Kültürel Hegemonya:  Sinners                                           ·          Sinners*, ikiz kardeşler Elijah ve Elias’ın hikâyesini anlatıyor. Tanıdık bir zeminde yeni bir başlangıç yapmak isteyen ikili, Chicago ’nun yeraltı dünyasındaki eski hayatlarını geride bırakıp memleketleri Clarksdale, Mississippi ’ye dönerek bir bar açarlar. Bu süreçte, merkezinde Sammie ’nin olduğu, blues müziği ve vampir efsaneleri ile dolu bir hikâye ortaya çıkar. Ryan Coogler ’ın 2025 yapımı Sinners , yalnızca türler arası bir postmodern oyun değil; aynı zamanda tarihsel-politik bir eleştiri aracı. Southern Gothic atmosferi, vampir mitosu , blues’un büyüsü ve dönemsel dramayı harmanlayan film, hem tür sinemasına göz kırpıyor hem de derin bir toplumsal okuma alanı açıyor. Blues ve Kimlik Filmin kalbinde Sammie var. Eski bir blues şa...