Ana içeriğe atla

. . .

Eski günlerimi hatırlıyorum. Sobanın kenarına sıvışmış, ısınmaya çalışan, kafasındaki varoluşsal sorunlarına cevap bulmaya çalışan kendimi.Toplasan altı üstü ömrümden altı-yedi yıl yemişim. Babam bir tafaftan sobanın başında kestane pişirmiş bana doğru uzatırken, bir taraftanda hayat dersleri vermeye çalışıyordu. Sıcacık kestaneyi uzatırken benim sıcaktan yanacağından korktuğumdan dolayı elimi uzatma tereddütümü gülümseyerek seyreder; "Seçimlerin bittiği yerde kader başlar" derdi ve eklerdi. "Her zaman bir seçim yapmak zorunda olduğunu unutma ! Hayatını başkalarının kararlarına ve kadere teslim etme, kader seni yolun olmasın, verdiğin kararların kaderin olsun."

Babamın bu öğüdünü hayatımın belli bir döneminde, belli bir süre uyguladım. Yaptığım seçimlerimin bazen belli bir ranta hizmet ettiğini, bazen sadece çıkarıma yaradığını, ya da benim seçme hakkımdan faydalanarak özgürlüğü kendi kisvesi altına almaya çalışanlara yaradığını gördüm.Genellikle seçilmiş şeyler üzerinden seçim yapmak yeterince saçma geliyor bana. Yapılan seçimler illaki bir tarafa meyil etmek üzerine kuruluyor. O yüzden "fark etmez" tüm seçilmiş seçimlere karşı bir başkaldırı oluyor benim için. Fark etmez yeni birşeyler üretmek, üstümüzdeki uyuşukluğu atmak, başkaldırmak için, toprağa yeni tohumlar ekmek için bir selzeniş oluyor. Olanı yıkmak, yeni şeyler üstüne düşünmek, yeni şeyleri başlatmak, seçimlerimizi gerçekten yaşamak için bir başkaldırı oluyor.

"Fark etmez" anarşizm oluyor...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

In Bruges

Giriş Martin McDonagh ’ın 2008 yapımı In Bruges filmi, kara mizah ve suç temalarını derinlemesine işleyen, görsel ve tematik olarak son derece zengin bir yapıt olarak öne çıkar. Film, iki tetikçi olan Ray ( Colin Farrell ) ve Ken’in ( Brendan Gleeson ) Londra’daki başarısız bir görev sonrasında patronları Harry ( Ralph Fiennes ) tarafından Belçika ’nın tarihi ve sakin şehri Brugge ’a gönderilmesiyle başlar. Görevleri, ortalık sakinleşene kadar şehirde turist gibi dolaşmak ve beladan uzak durmaktır. Ancak şehirde geçirdikleri süre, kişisel hesaplaşmalar ve içsel çatışmalarla dolu bir deneyime dönüşür. Trailer Ray, geçmişteki hatalarının vicdan azabıyla boğuşurken, Ken daha çok şehrin tarihi ve mimari güzelliklerine odaklanır. Brugge’un huzurlu atmosferi, karakterlerin içsel dünyalarıyla tezat oluşturur. Patronları Harry’den gelen beklenmedik bir telefonla olaylar dramatik ve duygusal bir yöne evrilir. Film, kara mizah yönüyle de dikkat çeker; özellikle Ken, Ray ve Harry kara...

Chocolat

Erkan: Yemek filmlerini, seçtiğimiz film için uygun bulduğumuz konseptteki bir mekânda konuşmaya devam ediyoruz. Sıradaki filmimiz Lasse Hallström imzalı 2000 yapımı Chocolat… Chocolat filmi için Samet ile konuştuk. Kendinden biraz bahsedebilir misin? Samet: Bir senesi mutfak, iki buçuk yılı satış olmak üzere lüks bir çikolata kafe zincirinde toplam üç buçuk yıl kadar çalıştım. Geçtiğimiz mayıs ayında çikolata üzerine uzmanlaşmak için istifa ettim. Önümüzdeki dönemde çikolata eğitimleri alacağım. Şimdilerde sipariş üzerine çikolata yapıyorum ve çevremdeki küçük ölçekli kafelerin çikolata menülerine yiyecek - içecek konusunda danışmanlık veriyorum. Erkan:  Filme geçmeden önce biraz mekândan bahsetmekte fayda var sanırım. Maia Chocolates 2015 yılında kurulmuş, el yapımı çikolatalar üreten, Çengelköy ve Koşuyolu olmak üzere iki şubesi bulunan bir yer.  Filmdeki çikolatacıyla aynı ismi taşıyor. Çikolata konusunda bol çeşit sunuyorlar ve tasarım, sunum konusunda oldukça z...

Sinners

  Kültürel Hegemonya:  Sinners                                           ·          Sinners*, ikiz kardeşler Elijah ve Elias’ın hikâyesini anlatıyor. Tanıdık bir zeminde yeni bir başlangıç yapmak isteyen ikili, Chicago ’nun yeraltı dünyasındaki eski hayatlarını geride bırakıp memleketleri Clarksdale, Mississippi ’ye dönerek bir bar açarlar. Bu süreçte, merkezinde Sammie ’nin olduğu, blues müziği ve vampir efsaneleri ile dolu bir hikâye ortaya çıkar. Ryan Coogler ’ın 2025 yapımı Sinners , yalnızca türler arası bir postmodern oyun değil; aynı zamanda tarihsel-politik bir eleştiri aracı. Southern Gothic atmosferi, vampir mitosu , blues’un büyüsü ve dönemsel dramayı harmanlayan film, hem tür sinemasına göz kırpıyor hem de derin bir toplumsal okuma alanı açıyor. Blues ve Kimlik Filmin kalbinde Sammie var. Eski bir blues şa...