Nereden başlanır, neresinden tutulur bu filmin diye düşünüyorum? Tutulacak tek şey isminde yazıyor zaten "3D". Kötü oyunculuklar, kötü senaryo, kötü bir teen-slasher ve istediğimiz kadar kötü ..... yazabiliriz. Filmin en cazip kısımı üç boyutlu olması. Tabi daha önce üç boyutlu bir tecrübe yaşamadıysanız daha da eğlenceli, üç boyut adına iyi sahneler var( ağaç kütüğünün, silah namlusunun izleyicinin burnuna kadar gelmesi, kazmanın izleyiciye doğru atılması gibi) Fakat; filmin üç boyutlu çekilmesi bazen dezanavantaja dönüşmüş. Yapımcı ve yönetmen izleyiciye üç boyutlu hissiyatını yaşatabilmek için, sürekli izleyiciye izlediğinin üç boyutlu bir tecrübe olduğunu hatırlatan tek düze çekimlere mahkum etmişler filmi ve bu sahneler yer yer germekten ziyade güldürüyor. Bu sahnelerin geleceğini artık izleyici bile tahmin edebiliyor. Film hikaye anlatma derdini bırakıp 3D şov yapmaya çalışıyor. Sanki film üzerine çalışılmamışta sadece izleyiciye nasıl 3D şov yaparız diye çalışılmış. Bunun yerine yönetmen normal şekilde hikayesini anlatsaydı, gerisininde geleceğini düşünüyorum. Film, sinemada B movie izlemek isteyenler, üç boyutlu bir B movie izlemek isteyenler için ideal bir seçim olabilir. İzleyicinin gerçeklik hissiyatını aradığı yer, yani SİNEMA! yanlış mekan gibi gözüküyor...
Şehrin üzerine kara bir bulut çökmüştü. Herkesin, bencilce yetişmesi gereken bir yerler vardı. Ve yüzlerinde de aynı soğuk, silik ifade… Yeni bir günün başlangıcının sevinci ve umutları, geçen günün batımıyla birlikte yok olmuştu sanki. Otobüs durakları umutsuzca bekleyişlerin yeri olurken, otobüsler bu umutsuz bekleyişlerin, umutsuz cevapları olmuştu. Reklâm panolarında anlamsızca sırıtan insan siluetleri insanları daha da mutsuz ediyordu. Megafonlardan yükselen sesler, önceden programlanmış bir günün özetini geçiyordu. İmkânların ortasında bir imkânsızlık yaşanıyordu. Burada güneş yalnızca batıyordu…
Yorumlar