Ana içeriğe atla

Diary Of The Dead


Brain De Palma son filmi "Redacted"da günümüz iletişim araçlarını(cep telefonları, internet, TV) kullanarak Irak savaşı sırasında yaşanan bir olay üzerinden gerçekliğin boyutuna bir bakış atmıştı. Zombilerin babası,atası Romero da son filminde son günlerin bu popüler anlatım yönünü izlemekte. Romero önceki zombi filmlerinde tüketim toplumu, bilim etiği, çevre kirliliği, ve son filmine eklediği 11 eylüm sendromu olgularını merkeze koymuştu. Bu sefer ise merkezde "iletişim" bulunmakta. Film Romero'nun günümüz korku filmleri hakkında ciddi bir tespitiyle açılıyor. Daha sonra korku filmi çekimi yapan bu öğrencilerin zombilerden kaçışını, ve bu kaçış sırasındaki görüntüleri kameraya alışlarını onların kamerasının gözünden izliyoruz. Büyük usta gerilim yaratmakta ve gore sahnelerde yine yaratıcılığını konuşturmuş. Karakterler bir süre sonra kameralar üzerinden birbirine konuşurken izleyici görünene değil, görünenin görüntüsüne muhattap kalıyor. Sona dogru zombilerin oluşum sebebini söylemeyen Romero mükemmel bir hamle yaparak acı gerçeği bizlerin yüzüne tokat gibi çarpıyor;
-------------------------
Kurtarılmaya değer miyiz?
Siz söyleyin.
-------------------------

Evet Romero'dan bir başyapıt daha ve bunu yine bir zombi filmiyle başardı...

Bunu Seven Şunu da Sevebilir : Cloverfield - 2008 (Dir: Matt Reeves)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Chocolat

Erkan: Yemek filmlerini, seçtiğimiz film için uygun bulduğumuz konseptteki bir mekânda konuşmaya devam ediyoruz. Sıradaki filmimiz Lasse Hallström imzalı 2000 yapımı Chocolat… Chocolat filmi için Samet ile konuştuk. Kendinden biraz bahsedebilir misin? Samet: Bir senesi mutfak, iki buçuk yılı satış olmak üzere lüks bir çikolata kafe zincirinde toplam üç buçuk yıl kadar çalıştım. Geçtiğimiz mayıs ayında çikolata üzerine uzmanlaşmak için istifa ettim. Önümüzdeki dönemde çikolata eğitimleri alacağım. Şimdilerde sipariş üzerine çikolata yapıyorum ve çevremdeki küçük ölçekli kafelerin çikolata menülerine yiyecek - içecek konusunda danışmanlık veriyorum. Erkan:  Filme geçmeden önce biraz mekândan bahsetmekte fayda var sanırım. Maia Chocolates 2015 yılında kurulmuş, el yapımı çikolatalar üreten, Çengelköy ve Koşuyolu olmak üzere iki şubesi bulunan bir yer.  Filmdeki çikolatacıyla aynı ismi taşıyor. Çikolata konusunda bol çeşit sunuyorlar ve tasarım, sunum konusunda oldukça z...

Argo - Operasyon:Argo

                                                    Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. Ben Affleck'in yönetmenliği oyunculuğundan daha iyi. Filmin ritmine başından sonuna kadar hâkim, ayrıca gerilim yaratma konusunda oldukça başarılı. Şah'ın devrildiği İran devriminin en hararetli günlerinde göstericiler Tahran'da ki Amerikan büyükelçiliğine girip 52 Amerikalıyı rehin alırlar. Kaçmayı başaran altı kişi Kanada elçiliğine sığınır. CIA ajanı Tony Mendez ise 6 kişiyi kurtarmak için film ekibi kumpası hazırlayarak İran'a giriş yapar. Film, her ne kadar ara sıra Amerika'ya da dokundursa da beklenildiği üzere Amerikan milliyetçiliği yapmaktan ve oryantalist bakış açısı sergilemekten kendisini alıkoyamıyor. Filmi izlemeye başlamadan önce bu beklediğim bir faktördü. Bu yüzden filmin bu kısımlarını görmezden gelip geçen yılın yabancı dilde Oscar ödülü kazan...

Sus-mak

Mimikler tükenmiş... Kelimeler, harflere ihtiyaç duyan kelimeler ... "ünlüler" düşürmüş yüzlerini, ünsüzlere ses vermek istemez artık, "ünsüzler" kimlik bunalımında... Eller dikmiş önce göz kapaklarından gözleri; sonra birbirine bağlamış gögüste kendini sımsıkı, bir daha açılmamak üzere... Herkes bana aynı şeyi soruyor bu sıralar, ağız birliği etmişçesine... - Neden konuşmuyorsun? Ben ise; su bile içmiyorum artık, kapatıyorum ağzımı. Kurumaktan dolayı yapışıyor, mühürlüyorum dudakları. Birbirinin üzerine uzanmış iki sevgili gibi... Ve içime doğru haykırıyorum... - Susmamak için...