Ex Machina bekleneceği üzere yapay zekanın insan ırkının sonunu getirmesi etrafında şekillenmiyor. Türe feminist bir açıdan bakarak, teknoloji üreten eril dilin seksist rengini açığa çıkarıyor. Ava, yaratıcısı Nathan'ın mizojiniye varan tavırlarıyla ve Turing testi sürecine girdiği Caleb'in metalaştırıcı tavırlarına karşı mücadele veriyor. Ex Machina gerçekten türe farklı bir soluk getiriyor...
Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. Ben Affleck'in yönetmenliği oyunculuğundan daha iyi. Filmin ritmine başından sonuna kadar hâkim, ayrıca gerilim yaratma konusunda oldukça başarılı. Şah'ın devrildiği İran devriminin en hararetli günlerinde göstericiler Tahran'da ki Amerikan büyükelçiliğine girip 52 Amerikalıyı rehin alırlar. Kaçmayı başaran altı kişi Kanada elçiliğine sığınır. CIA ajanı Tony Mendez ise 6 kişiyi kurtarmak için film ekibi kumpası hazırlayarak İran'a giriş yapar. Film, her ne kadar ara sıra Amerika'ya da dokundursa da beklenildiği üzere Amerikan milliyetçiliği yapmaktan ve oryantalist bakış açısı sergilemekten kendisini alıkoyamıyor. Filmi izlemeye başlamadan önce bu beklediğim bir faktördü. Bu yüzden filmin bu kısımlarını görmezden gelip geçen yılın yabancı dilde Oscar ödülü kazan...
Yorumlar