Nick Cave’in Karanlığından Matt Smith’in Sirkine: The Death of Bunny Munro



2009 yılında kitabı ilk elime alıp o leş, terli ve karanlık sayfalarda kaybolduğumda kendi kendime demiştim: “Bunun filmi yapılmalı.” O zamanlar satırların arasında gezinirken, Bunny Munro suretinde hep Nick Cave’in o dönemki tekinsiz, “kötücül” alter-egosunu hayal etmiştim. Yıllar sonra o karanlık hikâye bir dizi olarak karşımıza geldiğinde ise sahnede Nick Cave’in hayaleti değil, Matt Smith’in bitmek bilmeyen enerjisi vardı.

The Death of Bunny Munro, kâğıt üzerinde Nick Cave’in o gotik ve rahatsız edici dünyasının bir yansıması. Ancak dizi, kitabın o zifiri karanlık atmosferini birebir kopyalamak yerine, hikâyeyi daha renkli ve dinamik bir kaosa dönüştürmeyi seçmiş. Kitap sizi Bunny’nin beyninin kirli kıvrımlarına hapsederken, dizi o zihnin dışarı sızan hasarını izlemeye davet ediyor. Cave’in iliklere işleyen ölümcül melankolisi ise burada yerini daha pop, daha “seyirlik” bir kaosa bırakıyor.

En büyük makas değişimi karakterin patolojisinde yatıyor. Kitabı okuyanlar bilir; Bunny Munro bir seks bağımlısıdır. Ama Nymphomaniac’taki gibi o bağımlılığın verdiği acıyı, çaresizliği ve hastalığı iliklerinize kadar hissettiren türden bir bağımlılık… Dizide ise bu durum biraz törpülenmiş. Aslında Bunny Munro, bu haliyle Californication’ın Hank Moody’sini andırıyor. İkisi de kural tanımaz birer bağımlı ama ikisinin de o “lanet olası” hatalarına rağmen içlerinde sakladıkları naif bir çocuksuluk var. Dizi bu damarı kullanıp, karşımıza hasta bir zihinden ziyade, serkeş, dikiş tutturamayan, şeytan tüyü olan bir rockstar çıkarmış.

Dizi, kitabın o boğucu “kötü yolculuk” (bad trip) hissini biraz ıskalamış olabilir. Reyting kaygısı ya da genel izleyiciyi kaçırmama isteği, o koyu kıvamlı trajediyi yumuşatmış. Ama hakkını verelim; Matt Smith bu açığı kapatmak için muazzam bir tercih. Cave’in Bunny’si karanlığın içinden gelen bir fısıltıysa, Smith’inki neon ışıkların altında sağa sola çarpan bir pinball topu. Eğer kitaptaki o ağır karanlığı birebir ekrana taşısalardı, muhtemelen izlenmesi çok zor, seyirciyi boğan bir iş çıkardı ortaya. Smith, karaktere kattığı çocuksu ve hiperaktif enerjiyle Bunny’nin düşüşünü trajik bir sirk gösterisine dönüştürüyor.

Sonuç olarak; karşımızda kitabın o Nick Cave kokan depresif ruhu yok belki ama hikâyenin “renkli” ve absürt tarafını çok iyi yakalamış, Matt Smith’in oyunculuğuyla parlayan sıkı bir seyirlik var. Karanlığa teslim olmak yerine, düşerken çıkardığı gürültüyle hayatta kaldığını hatırlamak isteyenlere…

Bunny’nin Karışık Kaseti 

1. Nick Cave'in Kendisine Selam Çakması

  • Nick Cave & The Bad Seeds – Babe, I’m On Fire
    Bunny’nin bitmeyen ve boşa yanan libidosunun marşı; hem yazara hem karaktere selam.


2. Tam Bir "Trashy" (Paspal) Ruh Hali

  • Chumbawamba – Tubthumping
    “I get knocked down…” kısmı zaten Bunny’nin arsızlığı ve yılmazlığı.

  • Avril Lavigne – Complicated
    Çocuksu, hafif, yetişkin dizisine özellikle yakışan o naif-kaotik hava.


3. Karanlık ve Cool Anlar

  • The Cure – A Forest
    Tekinsiz kaçış atmosferi, kitabın en yakın hissettiği karanlık.

  • The Sonics – Shot Down
    Bunny’nin garaj rock-vari serkeş enerjisi.


4. Seks ve Melankoli

  • Alannah Myles – Black Velvet
    Bunny’nin "tavlama" sahnelerindeki o yapışkan erotizm.

  • Vaya Con Dios – What’s A Woman
    Aynı havayı sürdüren, hafif buruk bir çekicilik.


5. Parti Bitti 

  • Joy Division – New Dawn Fades
    Sirk kapanır, ışıklar söner, gerçeklik çöker.

  • The Stranglers – Golden Brown
    Çöküşü resmileştiren o bağımlılık marşı.


6. Sessizlik 

  • Jackson C. Frank – (herhangi bir şarkı)
    Adamın hayatı trajedi; bölümün ağırlığı buradan okunuyor.


7. Final Vuruşu 

  • Elvis Presley – Always On My Mind
    Bunny’nin “keşke” dolu pişmanlık defteri.

  • Nick Cave – Bright Horses
    Tüm hikâyeyi paspallıktan alıp ruhani, acıtan bir arınmaya taşıyan final.


Bölüm 1

Johnny Thunder – I’m Alive
JJ Cale – Cherry
The Sonics – Shot Down
Chumbawamba – Tubthumping
Vaya Con Dios – What’s A Woman

Bölüm 2

Primal Scream – Movin’ On Up
Avril Lavigne – Complicated
The Fall – Hit The North Part 1
The Kills – Fried My Little Brains
The Cure – A Forest
Nick Cave & The Bad Seeds – Babe, I’m On Fire

Bölüm 3

Kylie Minogue – Can’t Get You Out Of My Head
Warmduscher – I Got Friends
Blondie – Heart Of Glass
Creedence Clearwater Revival – Susie Q
Alannah Myles – Black Velvet

Bölüm 4

Max Romeo – Tacko
CW Stoneking – The Thing I Done
John Cale – If You Were Still Around (Music For A New Society)
The Stranglers – Golden Brown
Linda Perhacs – Hey, Who Really Cares

Bölüm 5

Jackson C. Frank – Milk And Honey

Bölüm 6

Elvis Presley – Always On My Mind
Nick Cave & The Bad Seeds – Bright Horses
Joy Division – New Dawn Fades

Yorumlar