Korku, Yas ve Mitoloji: Bring Her Back Üzerine
Bring Her Back (2025), kayıp ve yasın derinlemesine işlendiği bir korku filmi. Film, ölen kızını geri getirmek isteyen Laura ile babalarının kaybıyla baş etmeye çalışan üvey kardeşler Andy ve Piper’in hikâyesini anlatıyor. Laura, kaybının acısıyla başa çıkmak için kadim ritüellere başvururken, çocuklar hem korku hem de belirsizlikle yüzleşiyor. Şehirden uzak, doğayla iç içe bir evde geçen ritüeller, yasın ve kaybın psikolojik ve dramatik etkilerini yoğunlaştırıyor.
⸻
Yasın İki Yansıması: Çocuklar ve Laura
Film, yas sürecini iki farklı açıdan gösteriyor.
• Andy ve Piper, üvey kardeşler olarak babalarının kaybıyla yüzleşiyor. Yaslarını geleceğe dair belirsizlik ve aidiyet duygusu üzerinden yaşıyorlar. Bu süreç, korku öğeleriyle birleşince izleyicide hem gerilim hem de empati yaratıyor.
• Laura, ölen kızını geri getirme arzusuyla geçmişe saplanmış bir yas deneyimi yaşıyor. Kendi kaybıyla başa çıkamadığı için arkaik ritüellere başvuruyor. Bu ritüeller, hem dramatik hem de korkutucu bir boyut kazandırırken, çocukların geleceğe dair kaygılarıyla kontrast oluşturuyor.
Böylece film, yasın hem geçmişe hem de geleceğe dair farklı yansımalarını çarpıcı bir biçimde gösteriyor.
⸻
Yasın Kararmış Yüzü: Etik ve Saplantı
Laura’nın başvurduğu ritüeller, ölen çocuğunu geri getirme arzusuyla etik sınırları zorlayan bir eyleme dönüşüyor. Kendi kaybını gidermek için başka çocukları feda edebilme potansiyeli, bireysel yasın karanlık boyutunu gözler önüne seriyor. Hikâyenin arkaik bir yola yönelmesinin nedeni, kurumsallaşmış din kurumunun ve bilimin bu tür bir çözüm arayışını baştan reddetmesidir. Eski ritüeller filmde böylece sadece korkutucu öğeler değil; kayıp karşısında insanın saplantılı ve yıkıcı arayışlarını sembolize eden araçlar hâline gelir.
⸻
Mekânın Sembolizmi: Doğa, İzolasyon ve Korku
Ritüellerin şehirden uzak, doğayla iç içe bir evde gerçekleşmesi, filmde kritik bir işlev taşıyor. Eski ritüeller tarihsel olarak doğayla, mevsim döngüleriyle ve kadim güçlerle bağlantılıdır. Şehirden uzak mekân, bu bağın sembolik olarak güçlenmesini sağlarken, modern toplumun etik ve sosyal denetiminden uzaklığı da Laura’nın sınırları aşmasını mümkün kılıyor. İzleyici açısından ise bu izole ve doğayla iç içe ortam, korku ve belirsizlik duygusunu artırıyor.
⸻
Mantıksız Olan Şeylerden Neden Korkarız?
İzleyici, mantıksız veya gerçek dışı görünen sahnelerden korkar çünkü beyin bunları birer tehlike işareti olarak algılar. Mitolojik ayinler ve belirsizlik, kontrol kaybı hissiyle birleşince güçlü bir korku etkisi yaratır. Laura’nın başvurduğu ritüeller, çocukların tepkileri ve mekanın izole doğası, bu mekanizmaların filmde somutlaştığı örneklerdir.
⸻
Orpheus’tan Laura’ya: Çağdaş Yas ve Mitoloji
Modern yaşamın belirsizlikleri, içsel ve duygusal boşlukları artırır. Bilim ve kurumsal din, toplumsal ve fiziksel sorunlara mantıksal çözümler sunar; dogmalar ve teoremler üretir. Ama insan doğası, bu mantıksal açıklamalara tamamen uymaz; bazen irrasyonel görünen ama psikolojik ve kültürel açıdan anlamlı eylemler üretir. Örneğin, nazar değmesin diye tahtaya vurmak gibi ritüeller, bilimsel veya dini açıdan reddedilse de birey için önemlidir.
Mitolojinin klasik örneklerinden Orpheus hikâyesi bunu dramatik biçimde gösterir. Orpheus, Eurdyce’yi geri getiremeyeceğini ve ölümden dönüşün mümkün olmadığını bilmesine rağmen, yas ve çaresizlik onu Hades’in yeraltı dünyasına sokar. Mantıksal bilgi, doğa yasaları veya ölümün kaçınılmazlığı, onun bu yolculuğunu engelleyemez. Bu yüzden modern insan da bazen irrasyonel davranarak, mantıksız görünen ama duygusal olarak anlamlı yollarla ölüm, kayıp ve yas karşısındaki boşluğu doldurur. Burada belirtmek gerekir ki film, Laura’nın çaresizliğini kadim ritüeller üzerinden mantıksallaştırmıyor; sadece bilimin ve kurumsallaşmış dinin cevap veremediği bazı sorular olduğunu ve insanın bu durumdaki acziyetini resmediyor.
⸻
Sonuç
Bring Her Back, modern korku sinemasının yeni yönelimlerini açık biçimde temsil ediyor. Film sadece jump scare ve şok unsurları sunmakla kalmıyor; psikolojik derinlik, yas ve kayıp temaları ile arkaik öğeleri birleştiriyor. Laura’nın kadim ritüellere başvurusu ve şehirden uzak doğa içindeki ritüelleri, insanın kayıp karşısındaki evrensel çaresizliğini ve saplantılı çözüm arayışlarını gözler önüne seriyor.
Yorumlar