Daha önce yakın zamanda benzerine Steve McQueen'in Hunger ve Özcan Alper'in Sonbaharında rastladığımız bir durum vardı. İki film birbirini tamamlıyordu. Hunger'in hikayesinin bittiği yerde Sonbahar'ın hikayesi başlıyordu. Yönetmenler birbirinden habersiz devam filmi çekmiş ve ikiside oldukça kaliteli ve başyapıt düzeyinde işler ortaya koymuşlardı. Son dönemde izlediğimiz Frances Ha ve Gloria'da da buna benzer bir durum söz konusu Gloria adeta Frances Ha'nın yaşlanmış versiyonu ve yönetmenler birbirinden habersiz birbirinin devam ya da öncül filmlerini çekmişler.
Şehrin üzerine kara bir bulut çökmüştü. Herkesin, bencilce yetişmesi gereken bir yerler vardı. Ve yüzlerinde de aynı soğuk, silik ifade… Yeni bir günün başlangıcının sevinci ve umutları, geçen günün batımıyla birlikte yok olmuştu sanki. Otobüs durakları umutsuzca bekleyişlerin yeri olurken, otobüsler bu umutsuz bekleyişlerin, umutsuz cevapları olmuştu. Reklâm panolarında anlamsızca sırıtan insan siluetleri insanları daha da mutsuz ediyordu. Megafonlardan yükselen sesler, önceden programlanmış bir günün özetini geçiyordu. İmkânların ortasında bir imkânsızlık yaşanıyordu. Burada güneş yalnızca batıyordu…
Yorumlar