Nostalji duygusunun temelinde kimyasal bozunma vardır. En çok yaşlandıkça çocukluğuna duyduğun özlemde yakalanırsın bu duyguya veya eski bir fotoğrafa baktığında… Çok şanslıysan 35 mm’den bir Bergman filmi izlediğinde yakalar seni bu duygu veya sararmış yapraklarını her çevirdiğinde yüzüne çarpan kokusuyla bir kitabı okurken… Sahi! her şeyin dijital olarak üretildiği(kimyasal olarak bozunamayan) bir dönemde elli yıl sonra bugüne karşı bir nostalji duyulabilecek mi?
Giriş Martin McDonagh ’ın 2008 yapımı In Bruges filmi, kara mizah ve suç temalarını derinlemesine işleyen, görsel ve tematik olarak son derece zengin bir yapıt olarak öne çıkar. Film, iki tetikçi olan Ray ( Colin Farrell ) ve Ken’in ( Brendan Gleeson ) Londra’daki başarısız bir görev sonrasında patronları Harry ( Ralph Fiennes ) tarafından Belçika ’nın tarihi ve sakin şehri Brugge ’a gönderilmesiyle başlar. Görevleri, ortalık sakinleşene kadar şehirde turist gibi dolaşmak ve beladan uzak durmaktır. Ancak şehirde geçirdikleri süre, kişisel hesaplaşmalar ve içsel çatışmalarla dolu bir deneyime dönüşür. Trailer Ray, geçmişteki hatalarının vicdan azabıyla boğuşurken, Ken daha çok şehrin tarihi ve mimari güzelliklerine odaklanır. Brugge’un huzurlu atmosferi, karakterlerin içsel dünyalarıyla tezat oluşturur. Patronları Harry’den gelen beklenmedik bir telefonla olaylar dramatik ve duygusal bir yöne evrilir. Film, kara mizah yönüyle de dikkat çeker; özellikle Ken, Ray ve Harry kara...
Yorumlar