Ana içeriğe atla

Gravity

Büyüme hikâyelerini kendine has biçimselliğiyle birleştiren ve artık usta sıfatını fazlasıyla hak eden yönetmen Alfonso Cuarón yeni filmi “Gravity” ile yine sinemasında farklı şeyler deniyor. 

Dr. Ryan Stone Matt Kowalsky’nin yönetimindeki mekikte ilk uzay yolculuğuna çıkar. Herşey yolunda gibi görünürken rutin bir keşif yürüyüşü sırasında bir kaza gerçekleşir. İki bilim insanı uzay boşluğunda yapayalnız kalırlar. Yeryüzü ile iletişimi kesilen ikilinin oksijenleri de gitgide tükenmektedir.

Children of Men ile distopik bir evren çizerek son yıllarda yapılmış en iyi bilim kurgu işlerinden bir tanesini ortaya koyan Alfonso Cuarón, Gravity ile “3D” teknolojisinin nimetlerini arkasına alarak yine son yıllarda izlediğimiz en yaratıcı “3D” işçiliğe sahip bir film ortaya koyuyor.

Neredeyse tamamı dünya yörüngesinde geçen filminin açılışıyla birlikte yönetmen “yaşamda kalma gerilimini” sonuna kadar hissettiriyor. 10 dakikadan fazla süren açılış sekansıyla yönetmenin ustası olduğu uzun planların izleyicisine en doruk noktasını yaşatıyor. Astronotlar gibi yerçekimsiz ortamda adeta havada asılı duran kamerası izleyicisinin başını döndürecek bir ustalıkla adeta dans ediyor. Children of Men ile “aktüel kamera” etkisi yaratarak oluşturduğu uzan planın yerini Gravity’de atmosferde astronotlarla birlikte uzay boşluğunda salınan kamerasına bırakıyor.

Gravity asıl gücünü ne senaryosundan ne de oyuncularının başarısından alıyor. Film sırtını tamamen 3D’nin görkemli atmosferine, Alfonso Cuarón’un uzay boşluğunda yarattığı uzun planlara ve kareografilere yaslıyor. Filmin en büyük başarısı da zaten tamamı tek planda çekilmiş olmasa bile izleyicisine tek planda çekilmiş bir his uyandırmasında gizli.

Sandra Bullock’un uzayda salınmaya başladığı andan itibaren gerilimli ve dramatik anlarda ölçülü oyunculuğuyla perdeye iyi bir şekilde yansıyor. Yüzü bilim kurgu filmlerine oldukça yakışıyor. Özellikle cyber-punk bir öyküde oldukça ilginç bir performans sergileyebilir.

Gravity her şeyden önce oldukça iyi bir 3D film, bunun yanı sıra Alfonso Cuarón’un o kendisine has tarzını eklemlenmesiyle birlikte yılın en iyi işlerinden bir tanesine dönüşüyor.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

In Bruges

Giriş Martin McDonagh ’ın 2008 yapımı In Bruges filmi, kara mizah ve suç temalarını derinlemesine işleyen, görsel ve tematik olarak son derece zengin bir yapıt olarak öne çıkar. Film, iki tetikçi olan Ray ( Colin Farrell ) ve Ken’in ( Brendan Gleeson ) Londra’daki başarısız bir görev sonrasında patronları Harry ( Ralph Fiennes ) tarafından Belçika ’nın tarihi ve sakin şehri Brugge ’a gönderilmesiyle başlar. Görevleri, ortalık sakinleşene kadar şehirde turist gibi dolaşmak ve beladan uzak durmaktır. Ancak şehirde geçirdikleri süre, kişisel hesaplaşmalar ve içsel çatışmalarla dolu bir deneyime dönüşür. Trailer Ray, geçmişteki hatalarının vicdan azabıyla boğuşurken, Ken daha çok şehrin tarihi ve mimari güzelliklerine odaklanır. Brugge’un huzurlu atmosferi, karakterlerin içsel dünyalarıyla tezat oluşturur. Patronları Harry’den gelen beklenmedik bir telefonla olaylar dramatik ve duygusal bir yöne evrilir. Film, kara mizah yönüyle de dikkat çeker; özellikle Ken, Ray ve Harry kara...

Chocolat

Erkan: Yemek filmlerini, seçtiğimiz film için uygun bulduğumuz konseptteki bir mekânda konuşmaya devam ediyoruz. Sıradaki filmimiz Lasse Hallström imzalı 2000 yapımı Chocolat… Chocolat filmi için Samet ile konuştuk. Kendinden biraz bahsedebilir misin? Samet: Bir senesi mutfak, iki buçuk yılı satış olmak üzere lüks bir çikolata kafe zincirinde toplam üç buçuk yıl kadar çalıştım. Geçtiğimiz mayıs ayında çikolata üzerine uzmanlaşmak için istifa ettim. Önümüzdeki dönemde çikolata eğitimleri alacağım. Şimdilerde sipariş üzerine çikolata yapıyorum ve çevremdeki küçük ölçekli kafelerin çikolata menülerine yiyecek - içecek konusunda danışmanlık veriyorum. Erkan:  Filme geçmeden önce biraz mekândan bahsetmekte fayda var sanırım. Maia Chocolates 2015 yılında kurulmuş, el yapımı çikolatalar üreten, Çengelköy ve Koşuyolu olmak üzere iki şubesi bulunan bir yer.  Filmdeki çikolatacıyla aynı ismi taşıyor. Çikolata konusunda bol çeşit sunuyorlar ve tasarım, sunum konusunda oldukça z...

Sinners

  Kültürel Hegemonya:  Sinners                                           ·          Sinners*, ikiz kardeşler Elijah ve Elias’ın hikâyesini anlatıyor. Tanıdık bir zeminde yeni bir başlangıç yapmak isteyen ikili, Chicago ’nun yeraltı dünyasındaki eski hayatlarını geride bırakıp memleketleri Clarksdale, Mississippi ’ye dönerek bir bar açarlar. Bu süreçte, merkezinde Sammie ’nin olduğu, blues müziği ve vampir efsaneleri ile dolu bir hikâye ortaya çıkar. Ryan Coogler ’ın 2025 yapımı Sinners , yalnızca türler arası bir postmodern oyun değil; aynı zamanda tarihsel-politik bir eleştiri aracı. Southern Gothic atmosferi, vampir mitosu , blues’un büyüsü ve dönemsel dramayı harmanlayan film, hem tür sinemasına göz kırpıyor hem de derin bir toplumsal okuma alanı açıyor. Blues ve Kimlik Filmin kalbinde Sammie var. Eski bir blues şa...