Tyrannosaur ünlü oyuncu Paddy Considine'in ilk yönetmenlik denemesi. Başarı oyunculuğunu yönetmenliğine de taşıyan Considine oyunculuktaki soğuk, melankolik duruşunu bir yönetmen olarak filmine de yansıtmış. Film; Karısının ölümünden sonrahayata karşı agresif, öfkeli olan ve pek kimseler tarafından sevilmeyen Joseph'in, dışarıdan oldukça mutlu gözüken ve fazlasıyla naif bir portre çizen fakat kendi sorunları olan Hannah ile yollarının kesişmesini konu ediniyor. Yolları kesişen bu iki zıt karakter birbirlerinin hayatlarını da etkilemeye başlıyor. Joseph yaşlı mendebur tavırlarından sıyrılırken, Hannah ise yapması gereken şeyleri yapabilme gücünü Joseph'den alıyor. Kabaca açarsak; Joseph biraz temizleniyor; Hannan ise kirleniyor. Kibarca açıklarsak; cüzi oranda dahi olsa karşıtını muhakkak kendi içinde barındıran Yin-Yang felsefesini Hannah-Joseph için uygulamamız yeterli olacaktır...
Şehrin üzerine kara bir bulut çökmüştü. Herkesin, bencilce yetişmesi gereken bir yerler vardı. Ve yüzlerinde de aynı soğuk, silik ifade… Yeni bir günün başlangıcının sevinci ve umutları, geçen günün batımıyla birlikte yok olmuştu sanki. Otobüs durakları umutsuzca bekleyişlerin yeri olurken, otobüsler bu umutsuz bekleyişlerin, umutsuz cevapları olmuştu. Reklâm panolarında anlamsızca sırıtan insan siluetleri insanları daha da mutsuz ediyordu. Megafonlardan yükselen sesler, önceden programlanmış bir günün özetini geçiyordu. İmkânların ortasında bir imkânsızlık yaşanıyordu. Burada güneş yalnızca batıyordu…
Yorumlar