Alexander Payne'in yeni filmi The Descendants için yapılabilecek en yerinde tespit "ölçülü" olsa gerek. İşine olan aşırı bağlılığı nedeniyle ailesi ile olan bağlarını zayıflatmış olan Matt, eşinin hazin bir deniz kazası geçirmesi sonucu sorunlu iki kızına bakmak zorunda kalır. Komadaki karısının kendisini daha önce aldatmış olduğunu da öğrenen Matt bir taraftanda aile mirası arazinin en iyi şekilde değerlendirilmesi için uğraşır. Daha önce de belirttiğim gibi The Descendants oldukça ölçülü bir film ajitasyona bu kadar meyilli bir hikayeyi Alexander Payne o kadar ölçülü bir şekilde dramatize etmişki tam kararında... Filmdeki mizah eksikliğini gidermek için bir karakter eklemiş tam filmi sulandıracağını düşündüğünüz sırada onu da belli bir ölçüye getirmiş. Filmin geçtiği Hawaii manzaralarının filmin dramatik hikayesini baltalayacağını ve dikkat dağıtacağını düşündüğünüz anda yine Alexander Payne sahne alıyor ve buna filmin sonuna kadar izin vermiyor. Hawaii müzikleri ise yer yer filmin dramatik atmosferine yer yer esprili bölümlerine yine ölçülü bir şekilde eşlik ediyor.
Alexander Payne, The Descendants'la insanın acılarıyla nasıl başa çıktığını ve acıların arasından kendisini yeniden nasıl inşa ettiğini ajitasyona kaçmadan oldukça yalın fakat görkemli bir sinema diliyle "pazar sabahı" filmi tadında izleyicisine aktarıyor.
Yorumlar