Ana içeriğe atla

Immortals


Uzun aralıklarla çektiği (6yıl) The Cell ile klasik polisiye filmlerine, The Fall ile ise bildiğimiz masal şablonuna kendi tarzında yaptığı dokunuşlarla öncelikli olarak görselliğini mükemmel inşa ettiği filmleriyle karşımıza çıkmıştı Tarsem Singh. 5 yıllık bir aradan sonra karşımıza bu sefer Immortals ile Yunan mitolojisi filmlerine bulaşmış şekilde çıkıyor. Fakat yapımıcısının "300 Spartans" filminin yapımcıları olmasından mıdır bilinmez, film bir Tarsem Singh filminden ziyade bu şekilde gözüküyor. Tarsem Singh filmleri(The Fall-The Cell) ve 300 Spartans'ın bir kolajı gibi gözüküyor. Yönetmenin auteur yanı bu şablon içerisinde ne yazık ki eriyip gidiyor. Tv serisi Spartacus'de(TV serisi olmasının etkisidir belki ama Immortals'a göre karakterleri daha iyi gelişmiş.) bile kullanılan ve artık eskimiş sayabileceğimiz bu efektler gelişememiş karakterleriyle birlikte 2 saatlik sıkıcı bir tecrübeye dönüşüyor. Umarım Tarsem Singh Hollywood'un diğer Hint asıllı yönetmeni; 6th Sense ve Unbreakable gibi filmlerle kariyerine mükemmel bir giriş yapan M. Night Shyamalan gibi kariyeri kötü filmlerle ivmeli bir şekilde alaşağı olmaz. Keza bunun ilk sinyallerini Immortals ile vermiş bulunmakta.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Chocolat

Erkan: Yemek filmlerini, seçtiğimiz film için uygun bulduğumuz konseptteki bir mekânda konuşmaya devam ediyoruz. Sıradaki filmimiz Lasse Hallström imzalı 2000 yapımı Chocolat… Chocolat filmi için Samet ile konuştuk. Kendinden biraz bahsedebilir misin? Samet: Bir senesi mutfak, iki buçuk yılı satış olmak üzere lüks bir çikolata kafe zincirinde toplam üç buçuk yıl kadar çalıştım. Geçtiğimiz mayıs ayında çikolata üzerine uzmanlaşmak için istifa ettim. Önümüzdeki dönemde çikolata eğitimleri alacağım. Şimdilerde sipariş üzerine çikolata yapıyorum ve çevremdeki küçük ölçekli kafelerin çikolata menülerine yiyecek - içecek konusunda danışmanlık veriyorum. Erkan:  Filme geçmeden önce biraz mekândan bahsetmekte fayda var sanırım. Maia Chocolates 2015 yılında kurulmuş, el yapımı çikolatalar üreten, Çengelköy ve Koşuyolu olmak üzere iki şubesi bulunan bir yer.  Filmdeki çikolatacıyla aynı ismi taşıyor. Çikolata konusunda bol çeşit sunuyorlar ve tasarım, sunum konusunda oldukça z...

Argo - Operasyon:Argo

                                                    Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. Ben Affleck'in yönetmenliği oyunculuğundan daha iyi. Filmin ritmine başından sonuna kadar hâkim, ayrıca gerilim yaratma konusunda oldukça başarılı. Şah'ın devrildiği İran devriminin en hararetli günlerinde göstericiler Tahran'da ki Amerikan büyükelçiliğine girip 52 Amerikalıyı rehin alırlar. Kaçmayı başaran altı kişi Kanada elçiliğine sığınır. CIA ajanı Tony Mendez ise 6 kişiyi kurtarmak için film ekibi kumpası hazırlayarak İran'a giriş yapar. Film, her ne kadar ara sıra Amerika'ya da dokundursa da beklenildiği üzere Amerikan milliyetçiliği yapmaktan ve oryantalist bakış açısı sergilemekten kendisini alıkoyamıyor. Filmi izlemeye başlamadan önce bu beklediğim bir faktördü. Bu yüzden filmin bu kısımlarını görmezden gelip geçen yılın yabancı dilde Oscar ödülü kazan...

Sus-mak

Mimikler tükenmiş... Kelimeler, harflere ihtiyaç duyan kelimeler ... "ünlüler" düşürmüş yüzlerini, ünsüzlere ses vermek istemez artık, "ünsüzler" kimlik bunalımında... Eller dikmiş önce göz kapaklarından gözleri; sonra birbirine bağlamış gögüste kendini sımsıkı, bir daha açılmamak üzere... Herkes bana aynı şeyi soruyor bu sıralar, ağız birliği etmişçesine... - Neden konuşmuyorsun? Ben ise; su bile içmiyorum artık, kapatıyorum ağzımı. Kurumaktan dolayı yapışıyor, mühürlüyorum dudakları. Birbirinin üzerine uzanmış iki sevgili gibi... Ve içime doğru haykırıyorum... - Susmamak için...