Hollywood'un zamaninda gisede iyi iş yapmis filmleri tekrardan onumuze koymasindan son olarak nasibini Conan aliyor. Fakat yine bu yil icerisinde izledigimiz Planet of The Apes, X-Men, Tron, The Thing gibi yeniden cevrim ya da devam halkalari icerisinde en klise ve en az zeka pariltisi iceren yapim olmus. Robert E. Howard'in karakteri Conan'in ilk kez beyazperdeye yansimasi Arnold Schwarzenegger idi. Bu yeni yapimda ise Conan karakterini Game of Thrones'da da yine benzer bir rol ile karsimiza cikan "Jason Momoa" canlandiriyor. Fakat ne yazik ki Conan performansi Game of Thrones kadar iyi olmamis. Basit bir intikam oykusunden oteye gidemeyen senaryosu, anlamsiz ve basit diyaloglari, vasat aksiyonu ile Hollywood'un ticari bir riske girmeden daha once herhangi bir epik aksiyon filmin de rastlanabilecek bir sablonu uyguladigi Conan; hizli kurgusu ve oldukca gurultulu ses kusagina bir de 3D eklenince izleyicisi icin oldukca yorucu bir tecrubeye donusuyor...
Şehrin üzerine kara bir bulut çökmüştü. Herkesin, bencilce yetişmesi gereken bir yerler vardı. Ve yüzlerinde de aynı soğuk, silik ifade… Yeni bir günün başlangıcının sevinci ve umutları, geçen günün batımıyla birlikte yok olmuştu sanki. Otobüs durakları umutsuzca bekleyişlerin yeri olurken, otobüsler bu umutsuz bekleyişlerin, umutsuz cevapları olmuştu. Reklâm panolarında anlamsızca sırıtan insan siluetleri insanları daha da mutsuz ediyordu. Megafonlardan yükselen sesler, önceden programlanmış bir günün özetini geçiyordu. İmkânların ortasında bir imkânsızlık yaşanıyordu. Burada güneş yalnızca batıyordu…
Yorumlar