Yonetmen Seren Yuce'nin hem Venedik Film festivalinde "Gelecegin Aslani" hem de Antalya Film Festivalinde "En iyi film" odulleriyle donen filmi Cogunluk; isminden de anlasilacagi uzere eril otoriteyle, muhafazakar, milliyetci ve fasizan soylemlerle dunya gorusunu sekillendirmis Turkiye'deki iktidari elinde bulunduran bir grubu isaret ediyor. Yani cogunlugu ... Sinirlari insa edilmis bir dunya'dan, dogulu kiz arkadasiyla siyrilma emareleri gosteren Mertcan, babanin sinirlarini cizdigi bu dunyanin icinde hapsoluyor. Carpip durdugu bu sinirlar, annesinin deyimiyle "ruhsuz" bir kimlige burunmesine neden oluyor. Mertcan her yone cekilebilecek kisiligini, olusumunu Ozal donemi politikalarina bagli milliyetci-muhafazakar kesimin "maddi" dunyasina, taksicinin omzunda doktugu son goz yaslariyla teslim ediyor...
Şehrin üzerine kara bir bulut çökmüştü. Herkesin, bencilce yetişmesi gereken bir yerler vardı. Ve yüzlerinde de aynı soğuk, silik ifade… Yeni bir günün başlangıcının sevinci ve umutları, geçen günün batımıyla birlikte yok olmuştu sanki. Otobüs durakları umutsuzca bekleyişlerin yeri olurken, otobüsler bu umutsuz bekleyişlerin, umutsuz cevapları olmuştu. Reklâm panolarında anlamsızca sırıtan insan siluetleri insanları daha da mutsuz ediyordu. Megafonlardan yükselen sesler, önceden programlanmış bir günün özetini geçiyordu. İmkânların ortasında bir imkânsızlık yaşanıyordu. Burada güneş yalnızca batıyordu…
Yorumlar