Kafe


Gözlerini kapatıp 5'ten geriye doğru sayıp açtığında kafe içerisinde sadece kendisi kalmıştı. Fincanındaki son yudumla dudaklarını ıslattı ve bir süre o yudumu içip
içmeme tereddütü yaşadıktan sonra doğal bir felaket olup insanların bu yüzden mi bu kadar hızlı bir şekilde kafeyi terk ettiğini düşündü.
Zamanın aktığını çevresindeki insanlardan fark edebiliyordu. Mesela biraz önce sağ tarafındaki masada oturan "sevgili"; akrep-yelkovandı O'nun için ve yalnızca oniki olduklarında sıkıca birbirlerine sarılabiliyorlardı, gerisi sadece amansız bir kovalamacaydı. Hemen karşı tarafında oturan yaşlı kadın takvimdi. Sadeydi, ömrü hergün sayfası yırtıp atılan takvim yaprakları gibi sayılıydı ama yine o takvim yaprakları gibi günlerin anlamını bilen, o gün ne pişirileceğini söyleyen, tavsiyeler yağdıran bilge bir yönü de vardı.

Artık dudağındaki kuruluk iyiden iyiye rahatsız etmeye başlamıştı.Kahvesindeki son yudumu içmek için fincana doğru uzandı. Parmağıyla fincanını yukarı doğru kaldırırken aniden kahvede bir
yansımasının artık olmadığını fark etti. Son yudumu içmekten vazgeçti ve fincanını yerine usulca bıraktı...

Yorumlar