American Beauty gibi bir klasikle "Amerikan Ruyasi" uzerine yaptigi saptamalarla dikkatlerimizi cekmisti Sam Mendes. Yonetmen, yine Amerikan Ruyasindan beslenen, fakat Amerikan Beauty kadar saglam olmayan yeni filmiyle bir roman uyarlamasina imza atmis. Filmin en onemli ozellligi, oyuncu kadrosunda en son "Titanic" 'de birlikte gorebilme firsati buldugumuz Kate Winslet ve Leonarda Di Caprio'yu birada bulundurmasi. Sam Mendes yine konformizme yenik dusurdugu karakterlerinin acmazlarini ustaca bir dille ortaya koymus. Filmin agir ilerleyen havasi iki oyuncununda ustun performanslariyla biranda oldukca gerilimli bir hale geliyor. Her sosyal toplulukta bireyin onune gecen "sistem" veya "kurum" evlilik formulasyonunda da gecerliligini koruyor. Evlilik kurumunun omru, Wheeler'larin hayallerini ve kurumun her bireyini yabanci bir formata donusturuyor...
Şehrin üzerine kara bir bulut çökmüştü. Herkesin, bencilce yetişmesi gereken bir yerler vardı. Ve yüzlerinde de aynı soğuk, silik ifade… Yeni bir günün başlangıcının sevinci ve umutları, geçen günün batımıyla birlikte yok olmuştu sanki. Otobüs durakları umutsuzca bekleyişlerin yeri olurken, otobüsler bu umutsuz bekleyişlerin, umutsuz cevapları olmuştu. Reklâm panolarında anlamsızca sırıtan insan siluetleri insanları daha da mutsuz ediyordu. Megafonlardan yükselen sesler, önceden programlanmış bir günün özetini geçiyordu. İmkânların ortasında bir imkânsızlık yaşanıyordu. Burada güneş yalnızca batıyordu…
Yorumlar