Edebiyat uyarlamalarinin sinema icin her zaman bir risk teskil ettigi asikar. Bu handikapin "Ejderha dovmeli kiz"' i ne kadar etkiledigini ve kitabin hayranlarini ne kadar tatmin ettigini seriyi okumadigim icin bilemiyorum. Fakat ortada iyi bir polisiye film oldugunu ve bunuda feminist bir soyleme oturttugunu rahatlikla soyleyebilirim. Rasyonel aklin temsili erkegin hegemonyasindaki dunyada Lisbeth'in silahi hackerlik. Lisbeth elindeki bu silahla erkeklerin dunyasini manipule ediyor ve bu konuda oldukca acimasiz. Oyle ki filmin basinda karsi karsiya kaldigi Mikael karakteriyle yan yana gelmesini saglayan olay yine kadinlarin, erkeklerin dunyasindaki ugradigi siddet...Lisbeth karakterinin annesiyle yasadigi diyalog ki bu diyalogda askin yasakligindan bahsediyor (Aska evet demek Rasyonel akla (erkegin dunyasina) teslimiyet...) ve gecmisine donuk birkac sahne nasil acimasiz bir siber suikastciye donustugune dair kafamizda simsekler caktirsa da donusumu tam anlamiyla yansitilmamis, ya da bir sonraki filme birakilmis....
Şehrin üzerine kara bir bulut çökmüştü. Herkesin, bencilce yetişmesi gereken bir yerler vardı. Ve yüzlerinde de aynı soğuk, silik ifade… Yeni bir günün başlangıcının sevinci ve umutları, geçen günün batımıyla birlikte yok olmuştu sanki. Otobüs durakları umutsuzca bekleyişlerin yeri olurken, otobüsler bu umutsuz bekleyişlerin, umutsuz cevapları olmuştu. Reklâm panolarında anlamsızca sırıtan insan siluetleri insanları daha da mutsuz ediyordu. Megafonlardan yükselen sesler, önceden programlanmış bir günün özetini geçiyordu. İmkânların ortasında bir imkânsızlık yaşanıyordu. Burada güneş yalnızca batıyordu…
Yorumlar