Yönetmen Jane Champion; bir kiralık katil hikayesinin içerisine yerleştirdiği erkeklerin dünyasında ki kadın karakterleriyle, kendisinden beklenecek şekilde feminist bir söylemi de eksik etmemiş. Biçimsel olarak; kullandığı pastel renklerle bir seri katil filmi için farklı bir deneye girişen yönetmen bir yandanda sık başvurduğu yakın çekimlerle, gerçeküstü bir imaj elde etmiş ...
Şehrin üzerine kara bir bulut çökmüştü. Herkesin, bencilce yetişmesi gereken bir yerler vardı. Ve yüzlerinde de aynı soğuk, silik ifade… Yeni bir günün başlangıcının sevinci ve umutları, geçen günün batımıyla birlikte yok olmuştu sanki. Otobüs durakları umutsuzca bekleyişlerin yeri olurken, otobüsler bu umutsuz bekleyişlerin, umutsuz cevapları olmuştu. Reklâm panolarında anlamsızca sırıtan insan siluetleri insanları daha da mutsuz ediyordu. Megafonlardan yükselen sesler, önceden programlanmış bir günün özetini geçiyordu. İmkânların ortasında bir imkânsızlık yaşanıyordu. Burada güneş yalnızca batıyordu…
Yorumlar