Gitmek filmine çoğu insan gibi ben de basında yer alan sansür haberleri ve sansürlenme çabalarıyla haberdar oldum.Açıkcası filmi izlemeden önce içerisinde fazlasıyla siyasi propaganda barındırdığını düşünmüştüm. Fakat; film her ne kadar içerisinde siyasi kodlar barındırsada içerdiği bu kodlar herhangi bir siyasi ranta hizmet etmiyor. Hüseyin Karabey daha çok kamerasını ana karakteri aktivist Ayça'nın Kuzey Iraklı sevgilisine ulaşma çabasına ve uğruna süreklendiği yollara odaklanmış...Kuzey Iraklı sevgilisinin Ayça için hazırladığı videolar filmin en keyifli anlarını oluştururken,filmin dramatik yönü ise bir hayli zayıf kalmış gözüküyor...
Şehrin üzerine kara bir bulut çökmüştü. Herkesin, bencilce yetişmesi gereken bir yerler vardı. Ve yüzlerinde de aynı soğuk, silik ifade… Yeni bir günün başlangıcının sevinci ve umutları, geçen günün batımıyla birlikte yok olmuştu sanki. Otobüs durakları umutsuzca bekleyişlerin yeri olurken, otobüsler bu umutsuz bekleyişlerin, umutsuz cevapları olmuştu. Reklâm panolarında anlamsızca sırıtan insan siluetleri insanları daha da mutsuz ediyordu. Megafonlardan yükselen sesler, önceden programlanmış bir günün özetini geçiyordu. İmkânların ortasında bir imkânsızlık yaşanıyordu. Burada güneş yalnızca batıyordu…
Yorumlar