İnsanın -ben- olmasındaki en önemli etkiler kuşkusuz çocuklukta cereyan etmekte. Hayatı anlamanın ilk aşamaları olan bu dönem içerdiği bir çok karmaşayla da ruh sağlığımızı hayatımızın tüm aşamasında tetiklemekte. Bu açılımlar ise hiç şüphe götürmez bir gerçekki sinemada fazlasıyla kullanılıyor.
-Memleket- bu kişilik gelişimi evresinde sadece mekan görevi gördüğü düşünülürken, bu dönemin bir arketipi olarak mekan olmaktan öte yüzleşilmesi gerekilen bir şeydir. Çünkü bu "mekan" kişilik gelişiminin en önemli basamaklarının gerçekleştiği yerdir. Bu mekan "bilinç altının", dış çevrenin oluşturduğu "kolektif bilinç altının" oluştuğu yerdir. Buradan hareketle -Memleket-le yüzleşme aslında kendinle yüzleşmektir.
Daigo büyükanne ve büyükbabasını küçük yaşta kaybetmiş,annesinin cenazesine yetişememiş, babası tarafından terk edilmiş, bir orkestrada viyolonsel çalan bir karakterdir. Orkestranın dağılmasıyla birlikte karısınıda alarak memleketine dönüş yapar. Bu kadar ölüm yaşamış olan Daigo memleketinde bir cenaze şirketinde(Ölümle yüzleşilecek platform) işe başlarken, patronuda yaşlı bir adamdır.( Baba figürü)
Başlarda kendiside dahil, çevresindekiler bu işe soğuk bakarken zamanla ölümün hayatın içinden olduğunu çevresindekilerle birlikte keşfedecektir. Yönetmenin bu kadar kasvetli bir konuyu bu kadar güzel bir atmosferde anlatması ve ölümü, filmin(-yaşamın-) her anına sokarak hayatın bir parçası haline getirmesi, her ölümün yeni bir başlanğıç(-doğum-) olduğunu kulağımıza fısıldaması filmi eşsiz kılıyor...
-Memleket- bu kişilik gelişimi evresinde sadece mekan görevi gördüğü düşünülürken, bu dönemin bir arketipi olarak mekan olmaktan öte yüzleşilmesi gerekilen bir şeydir. Çünkü bu "mekan" kişilik gelişiminin en önemli basamaklarının gerçekleştiği yerdir. Bu mekan "bilinç altının", dış çevrenin oluşturduğu "kolektif bilinç altının" oluştuğu yerdir. Buradan hareketle -Memleket-le yüzleşme aslında kendinle yüzleşmektir.
Daigo büyükanne ve büyükbabasını küçük yaşta kaybetmiş,annesinin cenazesine yetişememiş, babası tarafından terk edilmiş, bir orkestrada viyolonsel çalan bir karakterdir. Orkestranın dağılmasıyla birlikte karısınıda alarak memleketine dönüş yapar. Bu kadar ölüm yaşamış olan Daigo memleketinde bir cenaze şirketinde(Ölümle yüzleşilecek platform) işe başlarken, patronuda yaşlı bir adamdır.( Baba figürü)
Başlarda kendiside dahil, çevresindekiler bu işe soğuk bakarken zamanla ölümün hayatın içinden olduğunu çevresindekilerle birlikte keşfedecektir. Yönetmenin bu kadar kasvetli bir konuyu bu kadar güzel bir atmosferde anlatması ve ölümü, filmin(-yaşamın-) her anına sokarak hayatın bir parçası haline getirmesi, her ölümün yeni bir başlanğıç(-doğum-) olduğunu kulağımıza fısıldaması filmi eşsiz kılıyor...
Yorumlar