Ana içeriğe atla

3/3

- Karamazovi -

Çek tiyatro topluluğu Dostoyevski'nin Karamazov Kardeşler adlı romanından uyarladıkları oyunu Polonya'da bir çelik fabrikasında sergilemeye giderler.Topluluk, provalar sırasında Karamazov Kardeşlerin "suç,ahlak,ceza, baba-oğul" gibi temalarını sahneye yansıtırken. Fabrika çalışanlardan bir işçinin oyunda kendisini bulması ile birlikte gerçek ve kurgu iç içe geçiyor. Zaten tiyatro sahnesinin dışında fabrikada gerçekleşen oyun bu oluşuma uygun zemin sağlıyor. Tiyatro Sahnesindeki kurgu; gerçekteki dram gerçekleştiğinde kurgunun tılsımını bozuyor, yerini soğuk gerçeğe bırakıyor.


- Let The Right One In -

Vizyonlar en son izlediğimiz sözde vampir mitine yaptığı değişikliklerle "Twilight" faciasından sonra "Let The Right One In" 'e mesafeliydim. Fakat İsveç yapımı bu filmle birlikte Vampir mitine olan inancım yeniden tazelendi. Yönetmen Tomas Alfredson, vampirliğin vaat ettiği ölümsüzlüğün yalnızlığıda bonus olarak getirdiğine işaret ediyor. Yönetmen yalnızlığı ve ölümsüzlüğü karla ve soğukla birlikte 12 yaşındaki Eli'nin bedenine hapsetmiş.

- Tokyo -

Michel Gondry, Leos Carax ve Joonho Bong bu üç yönetmenin ismini bile duyunca heyecanlandığımız göz önüne alınınca üç yönetmenin ortak bir projeye imza atmış olması ise filme giderken heyecanımızı kat ve kat artırıyor doğal olarak. Michel Gondry iki sevgilinin şehrin o yorucu iş yaşantısına karışmasını ve sevgililerden bir tanesinin bu hayata karşı durmasını ve kendisini arayışını sürreal bir tonla anlatıyor. Bildiğimiz Gondry uçarılığı ise Japon oyuncularla birlikte kat ve kat katlanıyor. Filmin ikinci bölümü ise Leos Carax'ın Tokyo lağımlarından çıkardığı "Bok" adlı karakteriyle kentilileri taciz etmesi üzerine kurulu. Kapanışı ise Joonho Bong yapıyor ve bir hikikomori'yi hoşlandığı kız için dışarıya çıkarmaya çalışıyor. Yarattığı deprem ile de filmi sonlandırıyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Chocolat

Erkan: Yemek filmlerini, seçtiğimiz film için uygun bulduğumuz konseptteki bir mekânda konuşmaya devam ediyoruz. Sıradaki filmimiz Lasse Hallström imzalı 2000 yapımı Chocolat… Chocolat filmi için Samet ile konuştuk. Kendinden biraz bahsedebilir misin? Samet: Bir senesi mutfak, iki buçuk yılı satış olmak üzere lüks bir çikolata kafe zincirinde toplam üç buçuk yıl kadar çalıştım. Geçtiğimiz mayıs ayında çikolata üzerine uzmanlaşmak için istifa ettim. Önümüzdeki dönemde çikolata eğitimleri alacağım. Şimdilerde sipariş üzerine çikolata yapıyorum ve çevremdeki küçük ölçekli kafelerin çikolata menülerine yiyecek - içecek konusunda danışmanlık veriyorum. Erkan:  Filme geçmeden önce biraz mekândan bahsetmekte fayda var sanırım. Maia Chocolates 2015 yılında kurulmuş, el yapımı çikolatalar üreten, Çengelköy ve Koşuyolu olmak üzere iki şubesi bulunan bir yer.  Filmdeki çikolatacıyla aynı ismi taşıyor. Çikolata konusunda bol çeşit sunuyorlar ve tasarım, sunum konusunda oldukça z...

Sus-mak

Mimikler tükenmiş... Kelimeler, harflere ihtiyaç duyan kelimeler ... "ünlüler" düşürmüş yüzlerini, ünsüzlere ses vermek istemez artık, "ünsüzler" kimlik bunalımında... Eller dikmiş önce göz kapaklarından gözleri; sonra birbirine bağlamış gögüste kendini sımsıkı, bir daha açılmamak üzere... Herkes bana aynı şeyi soruyor bu sıralar, ağız birliği etmişçesine... - Neden konuşmuyorsun? Ben ise; su bile içmiyorum artık, kapatıyorum ağzımı. Kurumaktan dolayı yapışıyor, mühürlüyorum dudakları. Birbirinin üzerine uzanmış iki sevgili gibi... Ve içime doğru haykırıyorum... - Susmamak için...

Star Wars - The Last Jedi

Star Wars - The Last Jedi ana hikaye (ilk iki üçleme) açısından düşündüğümüzde sorunları devam eden bir film. Bitmiş bir seriyi daha düşük kalibreli bi' hikayeyle sürdürmeye çalışması seriyi fazlasıyla yavan kılıyor. Yeni üçleme açısından olaya bakar isek; The Force Awakens'in dağınık görüntüsü yeni filmle toparlanmış gibi gözüküyor. Bunda yönetmen Rian Johnson'un etkisi büyük. Looper gibi karakter sahibi bir bilim kurgu ile aklımızda yer eden Johnson daha filmin başında Kylo Ren'in maskesini parçalayarak Kylo Ren'i Darth Vader gölgesinden, filmi ise orjinal serinin gölgesinden bir nebze olsun kurtararak kendi karakterlerini geliştirme yoluna gidiyor. Filme kattığı en büyük artı orjinal serinin keskin iyi kötü ayrımının The Last Jedi ile iç içe geçmiş ve flu bir görüntüde olması.  Rian Johnson beklentileri bu denli karşılamışken Star Wars: Episode IX'un tekrar J.J Abrams'a teslim edilecek olması ise fazlasıyla üzücü...