Ana içeriğe atla

There Will Be Blood Part II


Max Weber'e göre protestan ahlakındaki kişinin cennete veya cehenneme gideceğinin yani seçilmiş olup olmadığının belli olmasından ve bu belirsizlik içinde olanların ise çok çalışarak zengin olma yolundan ve bu dönğünün de kapitalizme açıldığının bahsettiği pencereden de bakabiliriz.
Çünkü Daniel Planwiev'in filmin sonunda Eli'a yaptığı konuşma bizi buraya getiriyor gibi.

Daniel Planwiev Eli hesaplaşmasında Daniel'in ağzından şunlar dökülüyordu;

Çünkü seçilmiş olan kardeşin sen değilsin, Eli.
Seçilmiş olan, Paul'dü.
Beni bulup, arazinizden bahsetti. Sen ayakta uyuyordun.

- Neden Paul'den bahsediyorsun?

Peygamber olan, o! Zeki olan, o! Toprağın altında ne olduğunu biliyordu...ve çıkarmam için de beni buldu.
Komik olan ne, biliyor musun? Dinle, dinle, dinle!
Eline 10,000 dolar nakit para verdim. Aynen böyle!
Artık kendine ait mütevazi bir şirketi var, üstelik başarılı da.

Daniel'a gelince Empire dergisinin yorumuna tamamıyla katılacağım sanırım Sinema Tarihinde Materyalizme bu kadar bulanmış bir karakter daha bulamayız.

Not: Çok çalışmama rağmen hala Danny Day Lewis gibi DRENAJ diyemiyorum:/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Chocolat

Erkan: Yemek filmlerini, seçtiğimiz film için uygun bulduğumuz konseptteki bir mekânda konuşmaya devam ediyoruz. Sıradaki filmimiz Lasse Hallström imzalı 2000 yapımı Chocolat… Chocolat filmi için Samet ile konuştuk. Kendinden biraz bahsedebilir misin? Samet: Bir senesi mutfak, iki buçuk yılı satış olmak üzere lüks bir çikolata kafe zincirinde toplam üç buçuk yıl kadar çalıştım. Geçtiğimiz mayıs ayında çikolata üzerine uzmanlaşmak için istifa ettim. Önümüzdeki dönemde çikolata eğitimleri alacağım. Şimdilerde sipariş üzerine çikolata yapıyorum ve çevremdeki küçük ölçekli kafelerin çikolata menülerine yiyecek - içecek konusunda danışmanlık veriyorum. Erkan:  Filme geçmeden önce biraz mekândan bahsetmekte fayda var sanırım. Maia Chocolates 2015 yılında kurulmuş, el yapımı çikolatalar üreten, Çengelköy ve Koşuyolu olmak üzere iki şubesi bulunan bir yer.  Filmdeki çikolatacıyla aynı ismi taşıyor. Çikolata konusunda bol çeşit sunuyorlar ve tasarım, sunum konusunda oldukça z...

Sus-mak

Mimikler tükenmiş... Kelimeler, harflere ihtiyaç duyan kelimeler ... "ünlüler" düşürmüş yüzlerini, ünsüzlere ses vermek istemez artık, "ünsüzler" kimlik bunalımında... Eller dikmiş önce göz kapaklarından gözleri; sonra birbirine bağlamış gögüste kendini sımsıkı, bir daha açılmamak üzere... Herkes bana aynı şeyi soruyor bu sıralar, ağız birliği etmişçesine... - Neden konuşmuyorsun? Ben ise; su bile içmiyorum artık, kapatıyorum ağzımı. Kurumaktan dolayı yapışıyor, mühürlüyorum dudakları. Birbirinin üzerine uzanmış iki sevgili gibi... Ve içime doğru haykırıyorum... - Susmamak için...

Star Wars - The Last Jedi

Star Wars - The Last Jedi ana hikaye (ilk iki üçleme) açısından düşündüğümüzde sorunları devam eden bir film. Bitmiş bir seriyi daha düşük kalibreli bi' hikayeyle sürdürmeye çalışması seriyi fazlasıyla yavan kılıyor. Yeni üçleme açısından olaya bakar isek; The Force Awakens'in dağınık görüntüsü yeni filmle toparlanmış gibi gözüküyor. Bunda yönetmen Rian Johnson'un etkisi büyük. Looper gibi karakter sahibi bir bilim kurgu ile aklımızda yer eden Johnson daha filmin başında Kylo Ren'in maskesini parçalayarak Kylo Ren'i Darth Vader gölgesinden, filmi ise orjinal serinin gölgesinden bir nebze olsun kurtararak kendi karakterlerini geliştirme yoluna gidiyor. Filme kattığı en büyük artı orjinal serinin keskin iyi kötü ayrımının The Last Jedi ile iç içe geçmiş ve flu bir görüntüde olması.  Rian Johnson beklentileri bu denli karşılamışken Star Wars: Episode IX'un tekrar J.J Abrams'a teslim edilecek olması ise fazlasıyla üzücü...