Ana içeriğe atla

He Was a Quiet Man

Yaşadığı dünyadan kendini tecrit etmiş, kendi dünyasında yaşayan bir kaybeden Bob; kimi zaman Amelie, Forrest Gump kadar sevimli ve dünyayı o kadar seven biri, kimi zaman Tyler Durden kadar, Alex(A clockwork Orange) kadar acımasız ! Güzel bir hayat, güzel bir eş, iyi bir maaş, işten sonraki happy hourslar hayat bu (mu) olsa gerek.. Medeniyette sıkışmış Bob'un hikayesi bu belkide kurtuluşunun....

Ben susayım Bob Konuşsun

Söz sende Bob;
Bir erkek, erkek olmanın ne demek olduğunu bilirdi. Zorluklara göğüs gererdiniz. Öyle yapmaya hakkınız vardı. Öyle yapmanız beklenirdi. Yaşam şekliniz...ve aldığınız eğitim sizi kaçınılmaz mücadelelere; parçalanma ve hatta ölümle sonuçlanabilecek mücadelelere hazırlardı. Sonra bir şey oldu.Ahlak kurallarının geçerli olduğu bir çağa girdik. Avukatlar, bizi güden çobanlar haline geldi. Ve eskiden anlaşılması gayet kolay olan şeyler adına medenileşme dediğimiz şeyin bürokrasisinin çarkları arasında arapsaçına döndü. Artık bir erkek yaşadığı zorluklara göğüs geremez oldu. İşini mahkemeler ve avukatlar yoluyla halletmek ve bürokrasinin yıldırıcı koridorlarında yorucu yolculuklar yapmak zorunda kaldı.......

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Chocolat

Erkan: Yemek filmlerini, seçtiğimiz film için uygun bulduğumuz konseptteki bir mekânda konuşmaya devam ediyoruz. Sıradaki filmimiz Lasse Hallström imzalı 2000 yapımı Chocolat… Chocolat filmi için Samet ile konuştuk. Kendinden biraz bahsedebilir misin? Samet: Bir senesi mutfak, iki buçuk yılı satış olmak üzere lüks bir çikolata kafe zincirinde toplam üç buçuk yıl kadar çalıştım. Geçtiğimiz mayıs ayında çikolata üzerine uzmanlaşmak için istifa ettim. Önümüzdeki dönemde çikolata eğitimleri alacağım. Şimdilerde sipariş üzerine çikolata yapıyorum ve çevremdeki küçük ölçekli kafelerin çikolata menülerine yiyecek - içecek konusunda danışmanlık veriyorum. Erkan:  Filme geçmeden önce biraz mekândan bahsetmekte fayda var sanırım. Maia Chocolates 2015 yılında kurulmuş, el yapımı çikolatalar üreten, Çengelköy ve Koşuyolu olmak üzere iki şubesi bulunan bir yer.  Filmdeki çikolatacıyla aynı ismi taşıyor. Çikolata konusunda bol çeşit sunuyorlar ve tasarım, sunum konusunda oldukça z...

Sus-mak

Mimikler tükenmiş... Kelimeler, harflere ihtiyaç duyan kelimeler ... "ünlüler" düşürmüş yüzlerini, ünsüzlere ses vermek istemez artık, "ünsüzler" kimlik bunalımında... Eller dikmiş önce göz kapaklarından gözleri; sonra birbirine bağlamış gögüste kendini sımsıkı, bir daha açılmamak üzere... Herkes bana aynı şeyi soruyor bu sıralar, ağız birliği etmişçesine... - Neden konuşmuyorsun? Ben ise; su bile içmiyorum artık, kapatıyorum ağzımı. Kurumaktan dolayı yapışıyor, mühürlüyorum dudakları. Birbirinin üzerine uzanmış iki sevgili gibi... Ve içime doğru haykırıyorum... - Susmamak için...

Star Wars - The Last Jedi

Star Wars - The Last Jedi ana hikaye (ilk iki üçleme) açısından düşündüğümüzde sorunları devam eden bir film. Bitmiş bir seriyi daha düşük kalibreli bi' hikayeyle sürdürmeye çalışması seriyi fazlasıyla yavan kılıyor. Yeni üçleme açısından olaya bakar isek; The Force Awakens'in dağınık görüntüsü yeni filmle toparlanmış gibi gözüküyor. Bunda yönetmen Rian Johnson'un etkisi büyük. Looper gibi karakter sahibi bir bilim kurgu ile aklımızda yer eden Johnson daha filmin başında Kylo Ren'in maskesini parçalayarak Kylo Ren'i Darth Vader gölgesinden, filmi ise orjinal serinin gölgesinden bir nebze olsun kurtararak kendi karakterlerini geliştirme yoluna gidiyor. Filme kattığı en büyük artı orjinal serinin keskin iyi kötü ayrımının The Last Jedi ile iç içe geçmiş ve flu bir görüntüde olması.  Rian Johnson beklentileri bu denli karşılamışken Star Wars: Episode IX'un tekrar J.J Abrams'a teslim edilecek olması ise fazlasıyla üzücü...